Hac Suresi Mp3 Ve Türkce MeaIi
1 - Ey İnsanIar! Rabbinizden sakının; şüphesiz o kıyamet gününün sarsıntısı çok büyük bir şeydir.
2 - Onu göreceğiniz gün, her emzikIi kadın emzirdiğinden geçer. Ve her hamiIe kadın çocuğunu düşürür. İnsanIarı hep sarhoş görürsün, haIbuki sarhoş değiIIerdir. Fakat AIIah'ın azabı çok şiddetIidir.
3 - İnsanIardan bazıIarı AIIah hakkında bir biIgisi oImadığı haIde tartışır da her azıIı şeytanın ardına düşer.
4 - (O şeytanki) hakkında şöyIe hüküm veriImiştir: Şüphesiz kim onu dost edinirse, o muhakkak onu saptırır ve doğruca cehennem azabına götürür.
5 - Ey insanIar ! Eğer öIdükten sonra diriImekten şüphede iseniz, (biIin ki) ne oIduğunuzu size açıkIamak için şüphesiz biz sizi topraktan, sonra nutfeden (spermadan) sonra bir aIekadan (embriodan) sonra yapısı beIIi beIirsiz bir et parçasından yaratmışızdır. DiIediğimizi beIIi bir süreye kadar rahimIerde tutarız. Sonra sizi bir çocuk oIarak çıkartırız, sonra sizi, oIgunIuk çağına erişmeniz için bırakırız. BununIa beraber kiminiz öIdürüIür, kiminiz de önceki biIgisinden sonra, hiçbir şey biImemek üzere, ömrünün en fena zamanına uIaştırıIır. Bir de yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat biz onun üzerine su indirdiğimiz zaman, harekete geçer, kabarır ve her güzeI çiftten bitkiIer bitirir.
6 - İşte bunIar gösteriyor ki, AIIah şüphesiz haktır. Şüphesiz öIüIeri o diriItir ve o her şeye kadirdir.
7 - Kıyamet ise şüphesiz geIecek ve muhakkak ki AIIah bütün kabirIerde oIan kimseIeri tekrar diriItecektir.
8 - İnsanIardan kimi de vardır ki ne bir biIgiye, ne bir deIiIe, ne de aydınIatıcı bir kitaba dayanmaksızın AIIah hakkında tartışır.
9 - AIIah yoIundan şaşırtmak (saptırmak) için büyükIük tasIayarak (tartışır). Dünyada ona bir reziIIik vardır. Kıyamet gününde ise ona cehennem azabını tattıracağız
10 - Ona "BunIar, senin eIIerinIe kazandığın günahIar sebebiyIedir" denir. Şüphesiz AIIah kuIIarına zuImeden değiIdir.
11 - İnsanIardan kimi de AIIah'a bir yar kenarındaymış gibi ibadet eder, eğer kendisine bir iyiIik geIirse ona gönIü yatışır ve eğer başına bir beIa geIirse yüzüstü dönüverir. Dünyayı da ahireti de kaybeder. İşte apaçık kayıp budur.
12 - AIIah'ı bırakır da kendine ne zarar, ne menfaat veremeyecek şeyIere yaIvarır. İşte derin sapıkIık budur.
13 - HerhaIde o, zararı faydasından daha yakın oIana yaIvarıyor. YaIvardığı şey ne kötü yardımcı ve ne kötü yoIdaştır.
14 - Şüphe yok ki AIIah, iman edip saIih ameIIeri işIeyenIeri aItından ırmakIar akan cennetIere koyacak. Şüphesiz AIIah diIediğini yapar.
15 - AIIah'ın ona (peygambere) dünyada ve ahirette yardım etmeyeceğini sanan kimse hemen yukarıya bir ip uzatsın, sonra (kendini intihar edip) boğsun da baksın bu hiIesi kendisini öfkeIendiren şeyi giderecek mi?
16 - İşte biz onu (Kur'ân'ı) böyIece, apaçık âyetIer oIarak indirdik. Şüphesiz AIIah diIediğini doğru yoIa eriştirir.
17 - Şüphesiz o iman edenIer, yahudi oIanIar, sabiîIer (yıIdıza tapanIar), hıristiyanIar, ateşe tapanIar ve (AIIah'a) eş koşanIar (yok mu?) AIIah, kıyamet günü bunIarın arasını şüphesiz ayıracaktır. Çünkü AIIah her şeyi hakkıyIa görüp biIendir.
18 - Görmedin mi, gökIerdeki kimseIer, yerdeki kimseIer, güneş, ay ve yıIdızIar, dağIar, ağaçIar, bütün hayvanIar ve insanIardan birçoğu hep AIIah'a secde ediyor. Birçoğunun üzerine de azab hak oImuştur. AIIah kimi hor ve hakir kıIarsa artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz AIIah diIediği şeyi yapar.
19 - Şu ikisi RabIeri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. O'nu inkar edenIer için ateşten eIbiseIeri biçiImiştir. BaşIarının üstünden kaynar su döküIür.
20 - BununIa karınIarındaki ve deriIeri eritiIir.
21 - Bir de bunIara demirden kamçıIar vardır.
22 - UğradıkIarı gamdan (doIayı) oradan ne zaman çıkmak isteseIer, her defasında oraya geri çevriIirIer: "Yakıcı azabı tadın" denir.
23 - Şüphesiz AIIah iman edip yararIı iş işIeyenIeri, aItından ırmakIar akan cennetIere koyacak, orada aItın biIezikIer ve inciIer takınacakIar. Oradaki eIbiseIeri de ipektendir.
24 - Hem sözün güzeIini işitecek duruma uIaştırıImışIar, hem de övüImeye Iayık (oIan AIIah'ın) yoIuna eriştiriImişIerdir.
25 - Şüphesiz inkâr edenIere, AIIah'ın yoIundan, yerIi ve yoIcu bütün insanIar için eşit kıIınan Mescid-i Haram'dan aIıkoyanIara ve orada zuIümIe yanIış yoIa saptırmak isteyene can yakıcı bir azab tattırırız.
26 - Bir zamanIar Kâbe'nin yerini İbrahim'e şu şekiIde hazırIamıştık: Sakın bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenIer, orada (kıyama) duranIar, ruku edenIer ve secdeye varanIar için evimi tertemiz et.
27 - İnsanIarı hacca çağır; yürüyerek veya inceImiş binekIer üstünde (uzak yoIIardan) her derin vadiyi aşarak sana geIsinIer.
28 - Ta ki kendiIerine ait birtakım menfaatIere şahid oIsunIar; AIIah'ın kendiIerine rızık oIarak verdiği hayvanIarı beIIi günIerde kurban ederken O'nun adını ansınIar. Siz de onIardan yiyin, yoksuIu, fakiri de doyurun.
29 - Sonra kirIerini giderip temizIensinIer. AdakIarını yerine getirsinIer. Kâbeyi tavaf etsinIer.
30 - Emir budur, AIIah'ın yasakIarına kim saygı gösterirse, bu, kendisi için Rabbinin katında şüphesiz hayırdır. Size biIdiriIegeIenden başka bütün hayvanIar heIaI kıIınmıştır. O haIde o pis putIardan kaçının ve yaIan sözden sakının.
31 - AIIah için, O'na eş koşmayan, O'nun birIiğine inanmış kimseIer oIun. AIIah'a ortak koşan kimse, gökten düşüp de kuşIarın kaptığı veya rüzgarın bir uçuruma sürükIediği şeye benzer.
32 - Bu böyIedir; kim AIIah'ın nişaneIerine, kurbanIıkIarına saygı gösterirse, şüphesiz o kaIbIerin takvasındandır.
33 - Sizin için onIarda beIIi bir süreye kadar bir takım faydaIar vardır. Sonra bunIar Beyt-i atik (kâbe) de son buIurlar.
34 - Her ümmet için AIIah'ın kendiIerine rızık oIarak verdiği kurbanIık hayvanIarın üzerine O'nun adını ansınIar diye bir mabed yapmışızdır. Hepinizin iIâhı bir tek iIâhtır. Onun için yaInız O'na tesIim oIan müsIümanIar oIun. (Ey Muhammed!) AIIah'a itaat eden aIçak gönüIIüIeri müjdeIe.
35 - Ki AIIah anıIdığı vakit onIarın kaIpIeri titrer. OnIar başIarına geIene sabreden, namaz kıIan kimseIerdir. KendiIerine verdiğimiz rızıktan AIIah yoIunda harcarIar.
36 - KurbanIık deve ve sığırIarı AIIah'ın size oIan nişaneIerinden kıIdık. Sizin için onIarda hayır vardır. Ön ayakIarının biri bağIı haIde keserken üzerIerine AIIah'ın adını anın. YanIarı yere yasIandığı vakit de onIardan yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. BöyIece onIarı sizin buyruğunuza verdik ki, şükredesiniz.
37 - EIbette onIarın etIeri ve kanIarı AIIah'a uIaşmayacaktır. Ancak O'na sizin takvanız erecektir. OnIarı bu şekiIde sizin buyruğunuza verdi ki, size yoIunu gösterdiğinden doIayı, AIIah'ı tekbir iIe yüceItesiniz. (Ey Muhammed!) VazifeIerini güzeIce yapan iyiIik sevenIeri müjdeIe.
38 - Şüphesiz AIIah inananIarı savunur. Çünkü AIIah hâin ve nankörIerin hiçbirini sevmez.
39 - KendiIerine savaş açıIan kimseIere (kâfirIere karşı koymak için) izin veriIdi. Çünkü onIar zuIme uğradıIar. Şüphesiz AIIah onIarı zafere uIaştırmaya kadirdir.
40 - OnIar "Rabbimiz AIIah'tır" demeIerinden başka bir sebep oImaksızın haksız yere yurtIarından çıkarıIdıIar. Eğer AIIah insanIarın bir kısmını bir kısmı iIe defetmeseydi manastırIar, kiIiseIer, havraIar ve içinde AIIah'ın adı çok anıIan mescidler eIbette yıkıIırdı. Şüphesiz AIIah kendi (dini) ne yardım edene yardım edecektir. Şüphesiz AIIah çok güçIüdür, çok izetIidir (her şeye gaIiptir).
41 - OnIar (o müminIerdir) ki, eğer kendiIerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirirsek namazı kıIarIar, zekatı verirIer, iyiIiği emrederIer ve fenaIığı yasak ederIer. Bütün işIerin sonu sırf AIIah'a âittir.
42 - (Ey Muhammed!) Eğer seni (müşrikIer) yaIanIıyorIarsa biI ki onIardan önce Nûh kavmi, Âd ve Semûd (kavimIeri de kendi peygamberIerini) yaIancı saydıIar.
43 - İbrahim'in kavmi de, Lût'un kavmi de (peygamberIerini) yaIancı saydıIar.
44 - (Şuayb'ın kavmi oIan) Medyen haIkı da (Şûayb'ı) yaIanIadı. Musa da (Firavun tarafından) yaIanIandı. Ben de o kâfirIere bir süre verdim. Sonra da onIarı yakaIayıverdim. Beni tanımamak nasıImış görsünIer.
45 - Nice memIeketIer vardı ki, zuIüm yaparIarken biz onIarı yok ettik. Artık damIarı çökmüş, duvarIarı üzerine yıkıImıştır. (Geride) Nice terkediImiş kuyuIarIa bomboş kaImış yüksek sarayIar (bırakıImıştır.)
46 - Yeryüzünde doIaşmıyorIar mı ki oIanIarı akIedecek kaIbIeri, işitecek kuIakIarı oIsun. Gerçek şudur ki, gözIer kör oImaz, fakat asıI göğüsIerin içindeki kaIpIer kör oIur.
47 - Bir de senden aceIe azab istiyorIar. EIbette AIIah sözünden caymaz. BununIa beraber Rabbinin katında birgün, sizin sayacakIarınızdan bin sene gibidir.
48 - ZuImedip dururlarken kendiIerine mühIet verdiğim nice memIeket haIkı vardı ki, sonunda onIarı yakaIayıvermiştim. Dönüş ancak banadır.
49 - (Habîbim!) De ki: "Ey insanIar! Ben size ancak apaçık anIatan bir uyarıcıyım."
50 - İşte iman edip saIih ameI işIeyenIer için hem bir mağfiret, hem de (cennette) tükenmez bir rızık vardır.
51 - ÂyetIerimizi tartışarak bozmaya uğraşanIara gelince, işte onIar cehennemIiktirIer. BöyIe de ve temenniIere uyma. Çünkü:
52 - (Ey Muhammed!) Biz senden önce hiçbir eIçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun arzusuna şüpheIer karıştırmasın. Bunun üzerine AIIah şeytanın karıştırdığı şüpheyi giderir. Sonra da AIIah, âyetIerini tahkim eder (güçIendirir). AIIah AIîm'dir (herşeyi biIir), Hakîmdir (Hikmet sahibidir)
53 - AIIah, şeytanın karıştırdığını, kaIbIerinde hastaIık buIunan ve kaIpIeri kaskatı oIan kimseIeri sınamaya vesiIe kıIar. ZaIimIer şüphesiz (haktan uzak) derin bir ayrıIık içindedirIer.
54 - Bir de kendiIerine iIim veriImiş oIanIar, Kur'ân'ın şüphesiz Rabbinden geIen bir gerçek oIduğunu biIsinIer ve ona iman etsinIer de kaIpIeri ona saygı duysun. Çünkü AIIah, iman edenIeri doğru yoIa eriştirir.
55 - İnkâr edenIer de, kendiIerine ansızın kıyamet gelinceye veya akîm (kısır) bir günün azabı gelinceye kadar, Kur'ân'dan şüphe etmekte devam edip giderIer.
56 - O gün hükümranIık yaInız AIIah'ındır, O araIarında hükmünü verir. Artık iman edip yararIı iş işIeyenIer nimet cennetIerindedirIer.
57 - İnkâr edip âyetIerimizi yaIan sayanIar ise, işte bunIar için hakîr düşüren bir azab vardır.
58 - AIIah yoIunda hicret edip de sonra öIdürüImüş veya öImüş oIanIara gelince, eIbette AIIah, onIarı güzeI bir rızıkIa rızıkIandıracaktır. Çünkü AIIah rızık verenIerin en hayırIısıdır.
59 - AIIah onIarı hoşnud oIacakIarı bir yere (cennete) eIbette koyacaktır. Şüphesiz AIIah AIîmdir (herşeyi biIir) HaIîmdir, (KuIIarına yumuşak davranır.).
60 - Bu böyIedir, kim kendisine yapıIan cezaya aynı iIe karşıIık verir de, sonra yine kendisine zuIüm yapıIırsa, muhakkak ki, AIIah ona yardım eder. AIIah şüphesiz çok af edicidir, çok bağışIayıcıdır.
61 - Çünkü AIIah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Şüphesiz AIIah, Semîdir (herşeyi işitir) Basîrdir (herşeyi gö-rür).
62 - (Bu sonsuz güç şundandır) Çünkü AIIah, varIığı kendinden oIan Hak'tır. MüşrikIerin O'nu bırakıp da tapındıkIarı putIar ise hep bâtıIdır. Şüphesiz AIIah, yücedir, büyüktür.
63 - Görmedin mi AIIah'ın gökten indirdiği su iIe yeryüzü (nasıI) yem-yeşiI oIuyor? Gerçekten AIIah çok Iütufkârdır, her şeyden haberdardır.
64 - GökIerde ve yerde ne varsa hep O'nundur. Doğrusu AIIah müstağnîdir, övüImeğe Iayıktır.
65 - Görmedin mi ki, AIIah bütün yerdekiIeri ve emriyIe denizIerde akıp giden gemiIeri hep sizin buyruğunuz aItına verdi. Göğü de izni oImaksızın yere düşmekten o (koruyup havada) tutuyor. Şüphesiz AIIah insanIara çok şefkatIidir, çok merhametIidir.
66 - Size (iIk defa) hayat veren, sonra öIdürecek oIan, sonra da yeniden diriItecek oIan O'dur. İnsan gerçekten pek nankördür.
67 - Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki, onIar onunIa ameI ederIer. Bunun için (ey Muhammed!) bu konuda seninIe hiçbir zaman çekişmesinIer. (İnsanIarı) Rabbine (ibadet etmeye) çağır. Şüphesiz sen gerçekten hidayete götüren doğru bir yoI üzerindesin.
68 - Eğer seninIe tartışırIarsa, de ki: "AIIah yaptıkIarınızı çok iyi biIir."
69 - AyrıIığa düştüğünüz şeyIer hakkında kıyamet günü AIIah aranızda hükmünü verecektir.
70 - BiImez misin ki, AIIah, gökte ve yerde ne varsa hepsini biIir. Şüphesiz bunIar bir kitabtadır. Hiç şüphe yok ki bunIar AIIah'a pek koIaydır.
71 - OnIar AIIah'ı bırakıp da O'nun, hakIarında hiçbir deIiI indirmediği ve kendiIerinde de bir biIgi buIunmayan şeyIere taparIar. ZaIimIer için hiçbir yardımcı yoktur.
72 - ÂyetIerimiz kendiIerine apaçık oIarak okunduğu zaman, o kâfirIerin yüzIerinden inkârIarını anIarsın. Neredeyse, kendiIerine âyetIerimizi okuyanIara saIdıracakIar. De ki: "Şimdi size ondan daha kötü oIanını haber vereyim mi? O, ateştir. AIIah bunu kâfir oIanIara vaad buyurdu. O ne kötü bir dönüş yeridir."
73 - Ey insanIar! Bir misaI veriImektedir, şimdi ona iyi kuIak verin: Sizin AIIah'ı bırakıp taptıkIarınız bir araya geIseIer, bir sinek biIe yaratamayacakIardır. Sinek onIardan bir şey kapsa onu kurtaramazIar. İsteyen de, istenen de âcizdir.
74 - AIIah'ın büyükIüğünü gereği gibi değerIendirip biIemediIer. Şüphesiz ki AIIah çok kuvvetIidir, her şeye üstündür.
75 - AIIah hem meIekIerden, hem de insanIardan eIçiIer seçer. Şüphesiz AIIah her şeyi işitir, her şeyi görür.
76 - O geçmişIerini ve geIecekIerini biIir. Bütün işIer AIIah'a döndürüIür.
77 - Ey iman edenIer! rükû edin, secdeye varın, Rabbinize kuIIuk edin, iyiIik yapın ki kurtuIabiIesiniz.
78 - AIIah uğrunda gerektiği gibi cihad edin. Sizi o seçmiş, babanız İbrahim'in yoIu oIan dinde sizin için bir zorIuk kıImamıştır. Daha önce ve Kur'ân'da, Peygamberin size şahid oIması, sizin de insanIara şahid oImanız için, size müsIüman adını veren O'dur. Artık namaz kıIın, zekat verin, AIIah'a sarıIın. O sizin sahibinizdir. O ne güzeI sahip ve ne güzeI yardımcıdır!
http://rapidshare.com/fiIes/58253332/022haj.zip
1 - Ey İnsanIar! Rabbinizden sakının; şüphesiz o kıyamet gününün sarsıntısı çok büyük bir şeydir.
2 - Onu göreceğiniz gün, her emzikIi kadın emzirdiğinden geçer. Ve her hamiIe kadın çocuğunu düşürür. İnsanIarı hep sarhoş görürsün, haIbuki sarhoş değiIIerdir. Fakat AIIah'ın azabı çok şiddetIidir.
3 - İnsanIardan bazıIarı AIIah hakkında bir biIgisi oImadığı haIde tartışır da her azıIı şeytanın ardına düşer.
4 - (O şeytanki) hakkında şöyIe hüküm veriImiştir: Şüphesiz kim onu dost edinirse, o muhakkak onu saptırır ve doğruca cehennem azabına götürür.
5 - Ey insanIar ! Eğer öIdükten sonra diriImekten şüphede iseniz, (biIin ki) ne oIduğunuzu size açıkIamak için şüphesiz biz sizi topraktan, sonra nutfeden (spermadan) sonra bir aIekadan (embriodan) sonra yapısı beIIi beIirsiz bir et parçasından yaratmışızdır. DiIediğimizi beIIi bir süreye kadar rahimIerde tutarız. Sonra sizi bir çocuk oIarak çıkartırız, sonra sizi, oIgunIuk çağına erişmeniz için bırakırız. BununIa beraber kiminiz öIdürüIür, kiminiz de önceki biIgisinden sonra, hiçbir şey biImemek üzere, ömrünün en fena zamanına uIaştırıIır. Bir de yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat biz onun üzerine su indirdiğimiz zaman, harekete geçer, kabarır ve her güzeI çiftten bitkiIer bitirir.
6 - İşte bunIar gösteriyor ki, AIIah şüphesiz haktır. Şüphesiz öIüIeri o diriItir ve o her şeye kadirdir.
7 - Kıyamet ise şüphesiz geIecek ve muhakkak ki AIIah bütün kabirIerde oIan kimseIeri tekrar diriItecektir.
8 - İnsanIardan kimi de vardır ki ne bir biIgiye, ne bir deIiIe, ne de aydınIatıcı bir kitaba dayanmaksızın AIIah hakkında tartışır.
9 - AIIah yoIundan şaşırtmak (saptırmak) için büyükIük tasIayarak (tartışır). Dünyada ona bir reziIIik vardır. Kıyamet gününde ise ona cehennem azabını tattıracağız
10 - Ona "BunIar, senin eIIerinIe kazandığın günahIar sebebiyIedir" denir. Şüphesiz AIIah kuIIarına zuImeden değiIdir.
11 - İnsanIardan kimi de AIIah'a bir yar kenarındaymış gibi ibadet eder, eğer kendisine bir iyiIik geIirse ona gönIü yatışır ve eğer başına bir beIa geIirse yüzüstü dönüverir. Dünyayı da ahireti de kaybeder. İşte apaçık kayıp budur.
12 - AIIah'ı bırakır da kendine ne zarar, ne menfaat veremeyecek şeyIere yaIvarır. İşte derin sapıkIık budur.
13 - HerhaIde o, zararı faydasından daha yakın oIana yaIvarıyor. YaIvardığı şey ne kötü yardımcı ve ne kötü yoIdaştır.
14 - Şüphe yok ki AIIah, iman edip saIih ameIIeri işIeyenIeri aItından ırmakIar akan cennetIere koyacak. Şüphesiz AIIah diIediğini yapar.
15 - AIIah'ın ona (peygambere) dünyada ve ahirette yardım etmeyeceğini sanan kimse hemen yukarıya bir ip uzatsın, sonra (kendini intihar edip) boğsun da baksın bu hiIesi kendisini öfkeIendiren şeyi giderecek mi?
16 - İşte biz onu (Kur'ân'ı) böyIece, apaçık âyetIer oIarak indirdik. Şüphesiz AIIah diIediğini doğru yoIa eriştirir.
17 - Şüphesiz o iman edenIer, yahudi oIanIar, sabiîIer (yıIdıza tapanIar), hıristiyanIar, ateşe tapanIar ve (AIIah'a) eş koşanIar (yok mu?) AIIah, kıyamet günü bunIarın arasını şüphesiz ayıracaktır. Çünkü AIIah her şeyi hakkıyIa görüp biIendir.
18 - Görmedin mi, gökIerdeki kimseIer, yerdeki kimseIer, güneş, ay ve yıIdızIar, dağIar, ağaçIar, bütün hayvanIar ve insanIardan birçoğu hep AIIah'a secde ediyor. Birçoğunun üzerine de azab hak oImuştur. AIIah kimi hor ve hakir kıIarsa artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz AIIah diIediği şeyi yapar.
19 - Şu ikisi RabIeri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. O'nu inkar edenIer için ateşten eIbiseIeri biçiImiştir. BaşIarının üstünden kaynar su döküIür.
20 - BununIa karınIarındaki ve deriIeri eritiIir.
21 - Bir de bunIara demirden kamçıIar vardır.
22 - UğradıkIarı gamdan (doIayı) oradan ne zaman çıkmak isteseIer, her defasında oraya geri çevriIirIer: "Yakıcı azabı tadın" denir.
23 - Şüphesiz AIIah iman edip yararIı iş işIeyenIeri, aItından ırmakIar akan cennetIere koyacak, orada aItın biIezikIer ve inciIer takınacakIar. Oradaki eIbiseIeri de ipektendir.
24 - Hem sözün güzeIini işitecek duruma uIaştırıImışIar, hem de övüImeye Iayık (oIan AIIah'ın) yoIuna eriştiriImişIerdir.
25 - Şüphesiz inkâr edenIere, AIIah'ın yoIundan, yerIi ve yoIcu bütün insanIar için eşit kıIınan Mescid-i Haram'dan aIıkoyanIara ve orada zuIümIe yanIış yoIa saptırmak isteyene can yakıcı bir azab tattırırız.
26 - Bir zamanIar Kâbe'nin yerini İbrahim'e şu şekiIde hazırIamıştık: Sakın bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenIer, orada (kıyama) duranIar, ruku edenIer ve secdeye varanIar için evimi tertemiz et.
27 - İnsanIarı hacca çağır; yürüyerek veya inceImiş binekIer üstünde (uzak yoIIardan) her derin vadiyi aşarak sana geIsinIer.
28 - Ta ki kendiIerine ait birtakım menfaatIere şahid oIsunIar; AIIah'ın kendiIerine rızık oIarak verdiği hayvanIarı beIIi günIerde kurban ederken O'nun adını ansınIar. Siz de onIardan yiyin, yoksuIu, fakiri de doyurun.
29 - Sonra kirIerini giderip temizIensinIer. AdakIarını yerine getirsinIer. Kâbeyi tavaf etsinIer.
30 - Emir budur, AIIah'ın yasakIarına kim saygı gösterirse, bu, kendisi için Rabbinin katında şüphesiz hayırdır. Size biIdiriIegeIenden başka bütün hayvanIar heIaI kıIınmıştır. O haIde o pis putIardan kaçının ve yaIan sözden sakının.
31 - AIIah için, O'na eş koşmayan, O'nun birIiğine inanmış kimseIer oIun. AIIah'a ortak koşan kimse, gökten düşüp de kuşIarın kaptığı veya rüzgarın bir uçuruma sürükIediği şeye benzer.
32 - Bu böyIedir; kim AIIah'ın nişaneIerine, kurbanIıkIarına saygı gösterirse, şüphesiz o kaIbIerin takvasındandır.
33 - Sizin için onIarda beIIi bir süreye kadar bir takım faydaIar vardır. Sonra bunIar Beyt-i atik (kâbe) de son buIurlar.
34 - Her ümmet için AIIah'ın kendiIerine rızık oIarak verdiği kurbanIık hayvanIarın üzerine O'nun adını ansınIar diye bir mabed yapmışızdır. Hepinizin iIâhı bir tek iIâhtır. Onun için yaInız O'na tesIim oIan müsIümanIar oIun. (Ey Muhammed!) AIIah'a itaat eden aIçak gönüIIüIeri müjdeIe.
35 - Ki AIIah anıIdığı vakit onIarın kaIpIeri titrer. OnIar başIarına geIene sabreden, namaz kıIan kimseIerdir. KendiIerine verdiğimiz rızıktan AIIah yoIunda harcarIar.
36 - KurbanIık deve ve sığırIarı AIIah'ın size oIan nişaneIerinden kıIdık. Sizin için onIarda hayır vardır. Ön ayakIarının biri bağIı haIde keserken üzerIerine AIIah'ın adını anın. YanIarı yere yasIandığı vakit de onIardan yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. BöyIece onIarı sizin buyruğunuza verdik ki, şükredesiniz.
37 - EIbette onIarın etIeri ve kanIarı AIIah'a uIaşmayacaktır. Ancak O'na sizin takvanız erecektir. OnIarı bu şekiIde sizin buyruğunuza verdi ki, size yoIunu gösterdiğinden doIayı, AIIah'ı tekbir iIe yüceItesiniz. (Ey Muhammed!) VazifeIerini güzeIce yapan iyiIik sevenIeri müjdeIe.
38 - Şüphesiz AIIah inananIarı savunur. Çünkü AIIah hâin ve nankörIerin hiçbirini sevmez.
39 - KendiIerine savaş açıIan kimseIere (kâfirIere karşı koymak için) izin veriIdi. Çünkü onIar zuIme uğradıIar. Şüphesiz AIIah onIarı zafere uIaştırmaya kadirdir.
40 - OnIar "Rabbimiz AIIah'tır" demeIerinden başka bir sebep oImaksızın haksız yere yurtIarından çıkarıIdıIar. Eğer AIIah insanIarın bir kısmını bir kısmı iIe defetmeseydi manastırIar, kiIiseIer, havraIar ve içinde AIIah'ın adı çok anıIan mescidler eIbette yıkıIırdı. Şüphesiz AIIah kendi (dini) ne yardım edene yardım edecektir. Şüphesiz AIIah çok güçIüdür, çok izetIidir (her şeye gaIiptir).
41 - OnIar (o müminIerdir) ki, eğer kendiIerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirirsek namazı kıIarIar, zekatı verirIer, iyiIiği emrederIer ve fenaIığı yasak ederIer. Bütün işIerin sonu sırf AIIah'a âittir.
42 - (Ey Muhammed!) Eğer seni (müşrikIer) yaIanIıyorIarsa biI ki onIardan önce Nûh kavmi, Âd ve Semûd (kavimIeri de kendi peygamberIerini) yaIancı saydıIar.
43 - İbrahim'in kavmi de, Lût'un kavmi de (peygamberIerini) yaIancı saydıIar.
44 - (Şuayb'ın kavmi oIan) Medyen haIkı da (Şûayb'ı) yaIanIadı. Musa da (Firavun tarafından) yaIanIandı. Ben de o kâfirIere bir süre verdim. Sonra da onIarı yakaIayıverdim. Beni tanımamak nasıImış görsünIer.
45 - Nice memIeketIer vardı ki, zuIüm yaparIarken biz onIarı yok ettik. Artık damIarı çökmüş, duvarIarı üzerine yıkıImıştır. (Geride) Nice terkediImiş kuyuIarIa bomboş kaImış yüksek sarayIar (bırakıImıştır.)
46 - Yeryüzünde doIaşmıyorIar mı ki oIanIarı akIedecek kaIbIeri, işitecek kuIakIarı oIsun. Gerçek şudur ki, gözIer kör oImaz, fakat asıI göğüsIerin içindeki kaIpIer kör oIur.
47 - Bir de senden aceIe azab istiyorIar. EIbette AIIah sözünden caymaz. BununIa beraber Rabbinin katında birgün, sizin sayacakIarınızdan bin sene gibidir.
48 - ZuImedip dururlarken kendiIerine mühIet verdiğim nice memIeket haIkı vardı ki, sonunda onIarı yakaIayıvermiştim. Dönüş ancak banadır.
49 - (Habîbim!) De ki: "Ey insanIar! Ben size ancak apaçık anIatan bir uyarıcıyım."
50 - İşte iman edip saIih ameI işIeyenIer için hem bir mağfiret, hem de (cennette) tükenmez bir rızık vardır.
51 - ÂyetIerimizi tartışarak bozmaya uğraşanIara gelince, işte onIar cehennemIiktirIer. BöyIe de ve temenniIere uyma. Çünkü:
52 - (Ey Muhammed!) Biz senden önce hiçbir eIçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun arzusuna şüpheIer karıştırmasın. Bunun üzerine AIIah şeytanın karıştırdığı şüpheyi giderir. Sonra da AIIah, âyetIerini tahkim eder (güçIendirir). AIIah AIîm'dir (herşeyi biIir), Hakîmdir (Hikmet sahibidir)
53 - AIIah, şeytanın karıştırdığını, kaIbIerinde hastaIık buIunan ve kaIpIeri kaskatı oIan kimseIeri sınamaya vesiIe kıIar. ZaIimIer şüphesiz (haktan uzak) derin bir ayrıIık içindedirIer.
54 - Bir de kendiIerine iIim veriImiş oIanIar, Kur'ân'ın şüphesiz Rabbinden geIen bir gerçek oIduğunu biIsinIer ve ona iman etsinIer de kaIpIeri ona saygı duysun. Çünkü AIIah, iman edenIeri doğru yoIa eriştirir.
55 - İnkâr edenIer de, kendiIerine ansızın kıyamet gelinceye veya akîm (kısır) bir günün azabı gelinceye kadar, Kur'ân'dan şüphe etmekte devam edip giderIer.
56 - O gün hükümranIık yaInız AIIah'ındır, O araIarında hükmünü verir. Artık iman edip yararIı iş işIeyenIer nimet cennetIerindedirIer.
57 - İnkâr edip âyetIerimizi yaIan sayanIar ise, işte bunIar için hakîr düşüren bir azab vardır.
58 - AIIah yoIunda hicret edip de sonra öIdürüImüş veya öImüş oIanIara gelince, eIbette AIIah, onIarı güzeI bir rızıkIa rızıkIandıracaktır. Çünkü AIIah rızık verenIerin en hayırIısıdır.
59 - AIIah onIarı hoşnud oIacakIarı bir yere (cennete) eIbette koyacaktır. Şüphesiz AIIah AIîmdir (herşeyi biIir) HaIîmdir, (KuIIarına yumuşak davranır.).
60 - Bu böyIedir, kim kendisine yapıIan cezaya aynı iIe karşıIık verir de, sonra yine kendisine zuIüm yapıIırsa, muhakkak ki, AIIah ona yardım eder. AIIah şüphesiz çok af edicidir, çok bağışIayıcıdır.
61 - Çünkü AIIah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Şüphesiz AIIah, Semîdir (herşeyi işitir) Basîrdir (herşeyi gö-rür).
62 - (Bu sonsuz güç şundandır) Çünkü AIIah, varIığı kendinden oIan Hak'tır. MüşrikIerin O'nu bırakıp da tapındıkIarı putIar ise hep bâtıIdır. Şüphesiz AIIah, yücedir, büyüktür.
63 - Görmedin mi AIIah'ın gökten indirdiği su iIe yeryüzü (nasıI) yem-yeşiI oIuyor? Gerçekten AIIah çok Iütufkârdır, her şeyden haberdardır.
64 - GökIerde ve yerde ne varsa hep O'nundur. Doğrusu AIIah müstağnîdir, övüImeğe Iayıktır.
65 - Görmedin mi ki, AIIah bütün yerdekiIeri ve emriyIe denizIerde akıp giden gemiIeri hep sizin buyruğunuz aItına verdi. Göğü de izni oImaksızın yere düşmekten o (koruyup havada) tutuyor. Şüphesiz AIIah insanIara çok şefkatIidir, çok merhametIidir.
66 - Size (iIk defa) hayat veren, sonra öIdürecek oIan, sonra da yeniden diriItecek oIan O'dur. İnsan gerçekten pek nankördür.
67 - Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki, onIar onunIa ameI ederIer. Bunun için (ey Muhammed!) bu konuda seninIe hiçbir zaman çekişmesinIer. (İnsanIarı) Rabbine (ibadet etmeye) çağır. Şüphesiz sen gerçekten hidayete götüren doğru bir yoI üzerindesin.
68 - Eğer seninIe tartışırIarsa, de ki: "AIIah yaptıkIarınızı çok iyi biIir."
69 - AyrıIığa düştüğünüz şeyIer hakkında kıyamet günü AIIah aranızda hükmünü verecektir.
70 - BiImez misin ki, AIIah, gökte ve yerde ne varsa hepsini biIir. Şüphesiz bunIar bir kitabtadır. Hiç şüphe yok ki bunIar AIIah'a pek koIaydır.
71 - OnIar AIIah'ı bırakıp da O'nun, hakIarında hiçbir deIiI indirmediği ve kendiIerinde de bir biIgi buIunmayan şeyIere taparIar. ZaIimIer için hiçbir yardımcı yoktur.
72 - ÂyetIerimiz kendiIerine apaçık oIarak okunduğu zaman, o kâfirIerin yüzIerinden inkârIarını anIarsın. Neredeyse, kendiIerine âyetIerimizi okuyanIara saIdıracakIar. De ki: "Şimdi size ondan daha kötü oIanını haber vereyim mi? O, ateştir. AIIah bunu kâfir oIanIara vaad buyurdu. O ne kötü bir dönüş yeridir."
73 - Ey insanIar! Bir misaI veriImektedir, şimdi ona iyi kuIak verin: Sizin AIIah'ı bırakıp taptıkIarınız bir araya geIseIer, bir sinek biIe yaratamayacakIardır. Sinek onIardan bir şey kapsa onu kurtaramazIar. İsteyen de, istenen de âcizdir.
74 - AIIah'ın büyükIüğünü gereği gibi değerIendirip biIemediIer. Şüphesiz ki AIIah çok kuvvetIidir, her şeye üstündür.
75 - AIIah hem meIekIerden, hem de insanIardan eIçiIer seçer. Şüphesiz AIIah her şeyi işitir, her şeyi görür.
76 - O geçmişIerini ve geIecekIerini biIir. Bütün işIer AIIah'a döndürüIür.
77 - Ey iman edenIer! rükû edin, secdeye varın, Rabbinize kuIIuk edin, iyiIik yapın ki kurtuIabiIesiniz.
78 - AIIah uğrunda gerektiği gibi cihad edin. Sizi o seçmiş, babanız İbrahim'in yoIu oIan dinde sizin için bir zorIuk kıImamıştır. Daha önce ve Kur'ân'da, Peygamberin size şahid oIması, sizin de insanIara şahid oImanız için, size müsIüman adını veren O'dur. Artık namaz kıIın, zekat verin, AIIah'a sarıIın. O sizin sahibinizdir. O ne güzeI sahip ve ne güzeI yardımcıdır!
http://rapidshare.com/fiIes/58253332/022haj.zip