Bir derenin kıyısında, yüksekçe bir duvar vardı. Duvarın
üstünde de susamış, dertli bir adam duruyordu. Suya ulaşıp
susuzluğunu gidermesini duvar engelliyordu. Zavallı adam
gözünün önündeki suya ulaşmak için balık gibi çırpınıyordu.
Birden aklına duvardan suya kerpiç atmak geldi. Kerpicin
düşmesiyle suyun çıkarttığı ses, sevgilisinin sesini duyan
âşık gibi adamı sarhoş etti. Bunun üzerine duvardan kopardığı
kerpiçleri birbiri peşi sıra suya atmaya başladı. Dere dile geldi:
''Ey insanoğlu! Böyle kerpiç atarak beni niye rahatsız ediyorsun? Bunun sana ne faydası var?'' Susamış adam,
''Kerpiç atmamın bana iki faydası var. Birincisi, kerpiç düştüğünde
çıkan su sesi susuzluğumu hafifletiyor. İkincisi, kopardığım her kerpiç taşı duvarı biraz daha alçaltıp beni suya yaklaştırıyor.''
*
İnsanın suya, yani Allah'a ulaşmasını engelleyen, nefsânî
arzularından oluşan varlık duvarıdır. Susayan kimsenin suya
ulaşmak için çaba gösterdiği gibi, insan da varlık duvarını yıkmak için gayret göstermelidir.