- Konum
- Adana
-
- Üyelik Tarihi
- 7 Mar 2013
-
- Mesajlar
- 1,242
-
- MFC Puanı
- 24
~ ∞ 20.30 ~
Her şey bir akşam gibi kaldı aramızda. Yarım kalan, eksik bir akşam... Gölgede unutulmuş bir çiçek gibi soğuduğu için masada bırakılmış bir bardak yarım çay gibi...
Bir akşam kaldı ardından. Hiçbir sevgilimin, hiç bir sevginin tamamlayamadığı bir akşam... Gittiğin öğlen bıraktığın o acı, adı konulmayan o eksiklik, hâlâ bu evde sanki. Seni düşündükçe hissettiğim, yeniden tanıştığım, kalbimde çırpınan sızı
Ellerimi savurduğumda neye çarpmıyorsa, oradasın sanki hâlâ.
Bir akşam kaldı ardından... Ardına uzun geceler sığan, tarifsiz ve tarihsiz bir akşam. Temmuz güneşi, masadaki zeytin çekirdekleri, çayın taze demi anımsar bunu ancak. Bir de o hiç susmayan şarkının sözleri.
Sana da oluyor mu böyle? Bir sebep buluyor musun çınlatmak için kulaklarımı, arıyor musun nedensiz olsa da sürekli adının düştüğü dudaklarımı? En sevdiğim yemeği yerken, en sevdiğim renkten bir gömlek gördüğünde vitrinlerde, anımsıyor musun eski günleri?
Bana olduğu gibi sana da oluyor mu böyle? Ansızın çöküyor mu içine yaşadıklarımız, aklına geliyor mu konuştuklarımız? Bu vurgun duygu, seni de derinine çekiyor mu? Kendini, geçmişinle sınadığın zamanlarda anlıyor musun artık?
Bir akşam gibi kaldı her şey. Yaşanmamış bir cumartesi gibi. Hiç gelmeyecek bir pazar kahvaltısı gibi
Çok severken yarım kalmak, çok özlerken bunu bir daha göz göze gelip anlatamamak. Sofraya küsen çocuklar gibi küstük birbirimize. Şimdi bütün şaraplarda dudağının tadı... Değil mi bu yüzden haram, bu yüzden günah, hem de zehir gibi acı.
Oluyor mu sana da? Seninle gülüp seninle seviştiğim saatlerin yankısı, sarıyor mu benliğini bu saatlerde? Kim bilir nerede diyor musun böyle olunca? Bana olduğu gibi sana da oluyor mu?
Burada, aynı yerde, aynı vakitleri mümkün kılarken, o derin boşluk, o kavuran yangın şiddetiyle yeniden kaplıyor benliğimi. Ruhuma kadar işliyor bazen bu yakıcı hâl. Anlatılmıyor da kimseye.
Dostlarım hâlâ aynı, aynı bildiğin insanlar. Laf senden açılırsa, anlıyorlar artık... Susuyorlar. Konuşanlarsa, geçer! diyor... Yalnızca, geçer! Belki de haklılar...
Geçiyor zamanla. Sonra işliyor, canından geçip ruhuna kadar.
Emre GÖKCE / 20.30 / Gayb kitabından...
Her şey bir akşam gibi kaldı aramızda. Yarım kalan, eksik bir akşam... Gölgede unutulmuş bir çiçek gibi soğuduğu için masada bırakılmış bir bardak yarım çay gibi...
Bir akşam kaldı ardından. Hiçbir sevgilimin, hiç bir sevginin tamamlayamadığı bir akşam... Gittiğin öğlen bıraktığın o acı, adı konulmayan o eksiklik, hâlâ bu evde sanki. Seni düşündükçe hissettiğim, yeniden tanıştığım, kalbimde çırpınan sızı
Ellerimi savurduğumda neye çarpmıyorsa, oradasın sanki hâlâ.
Bir akşam kaldı ardından... Ardına uzun geceler sığan, tarifsiz ve tarihsiz bir akşam. Temmuz güneşi, masadaki zeytin çekirdekleri, çayın taze demi anımsar bunu ancak. Bir de o hiç susmayan şarkının sözleri.
Sana da oluyor mu böyle? Bir sebep buluyor musun çınlatmak için kulaklarımı, arıyor musun nedensiz olsa da sürekli adının düştüğü dudaklarımı? En sevdiğim yemeği yerken, en sevdiğim renkten bir gömlek gördüğünde vitrinlerde, anımsıyor musun eski günleri?
Bana olduğu gibi sana da oluyor mu böyle? Ansızın çöküyor mu içine yaşadıklarımız, aklına geliyor mu konuştuklarımız? Bu vurgun duygu, seni de derinine çekiyor mu? Kendini, geçmişinle sınadığın zamanlarda anlıyor musun artık?
Bir akşam gibi kaldı her şey. Yaşanmamış bir cumartesi gibi. Hiç gelmeyecek bir pazar kahvaltısı gibi
Çok severken yarım kalmak, çok özlerken bunu bir daha göz göze gelip anlatamamak. Sofraya küsen çocuklar gibi küstük birbirimize. Şimdi bütün şaraplarda dudağının tadı... Değil mi bu yüzden haram, bu yüzden günah, hem de zehir gibi acı.
Oluyor mu sana da? Seninle gülüp seninle seviştiğim saatlerin yankısı, sarıyor mu benliğini bu saatlerde? Kim bilir nerede diyor musun böyle olunca? Bana olduğu gibi sana da oluyor mu?
Burada, aynı yerde, aynı vakitleri mümkün kılarken, o derin boşluk, o kavuran yangın şiddetiyle yeniden kaplıyor benliğimi. Ruhuma kadar işliyor bazen bu yakıcı hâl. Anlatılmıyor da kimseye.
Dostlarım hâlâ aynı, aynı bildiğin insanlar. Laf senden açılırsa, anlıyorlar artık... Susuyorlar. Konuşanlarsa, geçer! diyor... Yalnızca, geçer! Belki de haklılar...
Geçiyor zamanla. Sonra işliyor, canından geçip ruhuna kadar.
Emre GÖKCE / 20.30 / Gayb kitabından...