- Konum
- BERTUNA
-
- Üyelik Tarihi
- 2 Haz 2020
-
- Mesajlar
- 5,338
-
- MFC Puanı
- 16,230
Atatürk'ün, 1922 yılında K. Irak'a gizli bir operasyon düzenletti, ancak operasyonun başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Mustafa Kemal 1922 yılında İngilizler'in faaliyetinden rahatsız oldugu için, Lozan görüsmelerinden önce gizli bir askeri harekât emri verdi. Yarbay sefik Özdemir Bey'in "sahsen" yürüttügü izlenimi verilen Revanduz Harekâtı, gerilla taktikleriyle yürütüldü ve bir yıldan fazla sürdü. Barzani asiretinin lideri seyh Mahmut, İngilizler'in girisimlerine karsı koyarak harekâta destek vermisti. Talabani asiretiyse İngilizler'e baglı kaldı. Harekât önce basarılı olsa da sonuç vermedi ve belki de tarihin akısını degistirdi. İste Harekât'ın çarpıcı ayrıntıları….
Günümüzde Kuzey Irak'taki Süleymaniye, Telafer ve Revanduz gibi yerlesim alanlarını kapsayan bölge, Osmanlı döneminde 'Elcezire Cephesi' olarak adlandırılıyordu ve Kurtulus Savası sırasında bugünkü kadar sıcaktı! Hatta Mustafa Kemal 1 subat 1922'de telgrafla o sırada Milis Kaymakam (Yarbayı) rütbesindeki Özdemir Bey'e emir vermis ve bölgeye gizli bir harekât düzenlenmisti. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Baskanlıgı'nın (ATASE) arsivinde bulunan bu emrin röprodüksiyonunu Yeni Aktüel'e veren Hacettepe Üniversitesi ögretim üyesi ve 'Osmanlı Yönetimindeki Topraklarda Arap Milliyetçiliginin Dogusu ve Suriye' kitabının yazarı Doç Dr. Dervis Kılınçkaya, Atatürk'ün Musul sorunu konusunda resmi olarak silahla çözüme gitmemis görünse de Özdemir Bey'i görevlendirip gayrı resmi olarak dogrudan müdahale ettigini belirtiyor. Kanıtları Genelkurmay, Basbakanlık ve TBMM arsivlerindeki belgelerde bulunan bu harekât kamuoyunda pek bilinmese de bölge ve Musul sorunu üzerinde çalısan uzmanların arastırmaları karanlıkta kalan bu döneme ısık tutuyor.
Türk Askeri Tarih Komisyonu ve Türk Silahlı Kuvvetleri Atatürk Arastırma ve Egitim Merkezi Genel Kurulu üyesi olan Dr. Zekeriya Tüzmen de bu uzmanlardan. Tüzmen'in Atatürk Arastırma Merkezi tarafından yayımlanan "Musul Meselesi - Askeri Yönden Çözüm Arayısları (1922-1925)" kitabıyla aynı merkezin dergisinde yayımlanan "Özdemir Beyin Musul Harekâtı ve İngilizler'in Karsı Tedbirleri (1921-1923)" makalesi konuyla ilgili en yetkin kaynaklardan ikisi. Kitaba ve makaleye göre, Musul 10 Kasım 1918'den itibaren İngiliz isgali altında kalsa da, İngilizler bölgeye hâkim olamamıstı. Türk Genelkurmayı hâkimiyet kurabilmek için bölgeyi, asiretleri ve gelenekleri iyi bilen ve Antep'te Kuvayı Milliye komutanlıgı yapmıs olan Özdemir Bey'i görevlendirdi. Görev resmi degil, sahsi görünecekti; bu yüzden görevlendirilen birlik Aneze ve diger asiretlerdeki savasçılarla Fransız ordusundan kaçan Tunuslu ve Cezayirli erlerden olusturuldu. Özdemir Bey'e de bölge halkının dininançlarına saygılı olması, halka ve özellikle asiret reislerine düsüncelerini sorması; halka, İngilizler'in İslam birligini parçalamak ve memleketlerini isgal etmek amacı güttüklerini anlatması, Irak Kralı Faysal'ın da tamamen İngiliz isteklerine göre hareket ettigini ifade etmesi talimatı verildi. Özdemir Bey'in bölgeye ulastıktan sonra Diyarbakır'daki Elcezire cephesi komutanlıgına gönderdigi bir rapor oldukça anlamlı:
"Bu havalide, mevcut asiretler ve millkuvvetlerin miktarı isterse on binlere ulassın, her türlü teçhizatı da mevcut bulunsun, kendi kendilerine düsmana bir fisek bile atmaları imkânsızdır. Bunların içlerine her halde az çok bir kuvvet ithaliyle mevcudiyetlerini takviye ve ayni zamanda kendi iradelerine ragmen kafalarına vura vura ates hattına sevk etmek mümkün olacaktır."
Bu saptamaya karsın Özdemir Bey; Sürücü, Barzani, Zibarlı ve Balikli asiretlerini yanına çekebildi. Özdemir Bey'in bölgedeki basarıları üzerine İngiliz yetkilileri Londra'ya gönderdikleri raporlarda Irak'taki birliklerinin ya takviye edilmesini ya da bölgenin tamamen bosaltılmasından yana olduklarını ifade etti. Raporlardaki bilgilere göre, bölgeye asker sevk etmenin zorlugunu dile getiren İngiltere Savas Bakanlıgı mevcut kuvvetlerle Musul'un savunulmasını ve kademeli olarak Türkler'e sezdirmeden bölgeden geri çekilmeyi tavsiye etmisti. Lozan Konferansı öncesinde savası büyüterek gerginligi tırmandırmak istemeyen İngilizler, sadece hava bombardımanlarını sürdürdüler.
İngilizler Barzani asiretinin lideri seyh Mahmut'a karsı da önde gelen asiret reislerinden Seyyid Taha ve Simko'yu kullanmak istedi. Bu sırada Türk ordusu İzmir önlerine gelmisti. TBMM Baskanı Mustafa Kemal ve Genelkurmay Baskanı Fevzi Pasa, Musul cephesindeki gelismeleri de izliyordu. Ancak konferans basladıktan sonra Türkiye diplomasiye daha çok önem verdi. İngiliz saldırılarına dayanamayan ve gerekli destegi alamayan Özdemir Bey ise geri çekilerek İran'a geçti ve 10 Mayıs'ta Van'a ulasınca askeri harekât bitti. Kurtulus Savası'nın önde gelen isimlerinden ve 1922-1923 arasında birkaç ay basbakanlık da yapan Rauf (Orbay) Bey ise, Özdemir Bey'in İran'a gitmesini onaylamıyordu ve Genelkurmay'a yazdıgı yazıda Özdemir Bey'in basına buyruk hareket ettigini belirtmisti.
"Bölgede İngiliz baskısı çok kuvvetliydi"
Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Baskanlıgı Türk Askeri Tarih Komisyonu asli üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Güler, Batı cephesinde savası sürdüren Türk ordusunun bölgede yeni bir cephe açması mümkün olmadıgı için bu yola basvurdugunu belirtiyor. Güler, Özdemir Bey'in baslangıçta önemli basarılar elde etmesine ragmen daha sonra para, malzeme ve silah yardımı alamadıgı ve haberlesme zamanında yapılamadıgı için basarısız oldugunu, bunda bazı asiretlerin ihanet etmesinin de etkili oldugunu ekliyor.
'Elcezire ve Özdemir Harekâtı' kitabının yazarı Murat Güztoklusu da bölgedeki irtibatın zorluguna ve kıs sartlarına dikkat çekiyor: "Zaho üzerinden harekât yapılabilseydi basarılı olunurdu ancak askeri birliklerimizin çogu Batı cephesindeydi". Güztoklusu'na göre asıl nedense harekâtın yönetiminin Özdemir Bey Revanduz'a geldikten kısa süre sonra Elcezire'den alınıp Dogu cephesine verilmesi!
Mustafa Kemal'in çekincesi Kürdistan degil, Ermenistan'ın kurulmasıydı
Prof. Dr. Mim Kemal Öke'nin iddiasına göre Atatürk'ün Musul bölgesine önem vermesinin sebebi petrol kaynakları degil, bölgede Ermenistan devletinin kurdurulmasını engellemekti. Barzani asiretinin 1919 yılındaki lideri seyh Mahmut Efendi'ye gönderdigi su telgraf Mustafa Kemal'in bu konudaki hassasiyetini göstermesi bakımından anlamlı:
"Şeyh Mahmut Efendi Hazretlerine,
Erzurum, 13 Agustos 1919
(...) Yurdumuzun Ermeni ayakları altında çignenmesine ve ulusumuzun Ermeniler'e tutsak olmasına olur verecek hiçbir Müslüman düsünülemez. Düsmanlarımızın her yerdeki davranısları hep yurdun parçalanması ve ulusumuzun tutsak olması amacına yöneliktir. Ulustan güç almayan ve tutsak durumunda bulunan hükümet beceriksizlikten baska bir eylem gösterememistir. (...) (Atatürk'ün Kurtulus Savası Yazısmaları, Cilt: I)
Kaynak : Gizli İnkılap Tarihi (Kuvay-i Milliye)
Mustafa Kemal 1922 yılında İngilizler'in faaliyetinden rahatsız oldugu için, Lozan görüsmelerinden önce gizli bir askeri harekât emri verdi. Yarbay sefik Özdemir Bey'in "sahsen" yürüttügü izlenimi verilen Revanduz Harekâtı, gerilla taktikleriyle yürütüldü ve bir yıldan fazla sürdü. Barzani asiretinin lideri seyh Mahmut, İngilizler'in girisimlerine karsı koyarak harekâta destek vermisti. Talabani asiretiyse İngilizler'e baglı kaldı. Harekât önce basarılı olsa da sonuç vermedi ve belki de tarihin akısını degistirdi. İste Harekât'ın çarpıcı ayrıntıları….
Günümüzde Kuzey Irak'taki Süleymaniye, Telafer ve Revanduz gibi yerlesim alanlarını kapsayan bölge, Osmanlı döneminde 'Elcezire Cephesi' olarak adlandırılıyordu ve Kurtulus Savası sırasında bugünkü kadar sıcaktı! Hatta Mustafa Kemal 1 subat 1922'de telgrafla o sırada Milis Kaymakam (Yarbayı) rütbesindeki Özdemir Bey'e emir vermis ve bölgeye gizli bir harekât düzenlenmisti. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Baskanlıgı'nın (ATASE) arsivinde bulunan bu emrin röprodüksiyonunu Yeni Aktüel'e veren Hacettepe Üniversitesi ögretim üyesi ve 'Osmanlı Yönetimindeki Topraklarda Arap Milliyetçiliginin Dogusu ve Suriye' kitabının yazarı Doç Dr. Dervis Kılınçkaya, Atatürk'ün Musul sorunu konusunda resmi olarak silahla çözüme gitmemis görünse de Özdemir Bey'i görevlendirip gayrı resmi olarak dogrudan müdahale ettigini belirtiyor. Kanıtları Genelkurmay, Basbakanlık ve TBMM arsivlerindeki belgelerde bulunan bu harekât kamuoyunda pek bilinmese de bölge ve Musul sorunu üzerinde çalısan uzmanların arastırmaları karanlıkta kalan bu döneme ısık tutuyor.
Türk Askeri Tarih Komisyonu ve Türk Silahlı Kuvvetleri Atatürk Arastırma ve Egitim Merkezi Genel Kurulu üyesi olan Dr. Zekeriya Tüzmen de bu uzmanlardan. Tüzmen'in Atatürk Arastırma Merkezi tarafından yayımlanan "Musul Meselesi - Askeri Yönden Çözüm Arayısları (1922-1925)" kitabıyla aynı merkezin dergisinde yayımlanan "Özdemir Beyin Musul Harekâtı ve İngilizler'in Karsı Tedbirleri (1921-1923)" makalesi konuyla ilgili en yetkin kaynaklardan ikisi. Kitaba ve makaleye göre, Musul 10 Kasım 1918'den itibaren İngiliz isgali altında kalsa da, İngilizler bölgeye hâkim olamamıstı. Türk Genelkurmayı hâkimiyet kurabilmek için bölgeyi, asiretleri ve gelenekleri iyi bilen ve Antep'te Kuvayı Milliye komutanlıgı yapmıs olan Özdemir Bey'i görevlendirdi. Görev resmi degil, sahsi görünecekti; bu yüzden görevlendirilen birlik Aneze ve diger asiretlerdeki savasçılarla Fransız ordusundan kaçan Tunuslu ve Cezayirli erlerden olusturuldu. Özdemir Bey'e de bölge halkının dininançlarına saygılı olması, halka ve özellikle asiret reislerine düsüncelerini sorması; halka, İngilizler'in İslam birligini parçalamak ve memleketlerini isgal etmek amacı güttüklerini anlatması, Irak Kralı Faysal'ın da tamamen İngiliz isteklerine göre hareket ettigini ifade etmesi talimatı verildi. Özdemir Bey'in bölgeye ulastıktan sonra Diyarbakır'daki Elcezire cephesi komutanlıgına gönderdigi bir rapor oldukça anlamlı:
"Bu havalide, mevcut asiretler ve millkuvvetlerin miktarı isterse on binlere ulassın, her türlü teçhizatı da mevcut bulunsun, kendi kendilerine düsmana bir fisek bile atmaları imkânsızdır. Bunların içlerine her halde az çok bir kuvvet ithaliyle mevcudiyetlerini takviye ve ayni zamanda kendi iradelerine ragmen kafalarına vura vura ates hattına sevk etmek mümkün olacaktır."
Bu saptamaya karsın Özdemir Bey; Sürücü, Barzani, Zibarlı ve Balikli asiretlerini yanına çekebildi. Özdemir Bey'in bölgedeki basarıları üzerine İngiliz yetkilileri Londra'ya gönderdikleri raporlarda Irak'taki birliklerinin ya takviye edilmesini ya da bölgenin tamamen bosaltılmasından yana olduklarını ifade etti. Raporlardaki bilgilere göre, bölgeye asker sevk etmenin zorlugunu dile getiren İngiltere Savas Bakanlıgı mevcut kuvvetlerle Musul'un savunulmasını ve kademeli olarak Türkler'e sezdirmeden bölgeden geri çekilmeyi tavsiye etmisti. Lozan Konferansı öncesinde savası büyüterek gerginligi tırmandırmak istemeyen İngilizler, sadece hava bombardımanlarını sürdürdüler.
İngilizler Barzani asiretinin lideri seyh Mahmut'a karsı da önde gelen asiret reislerinden Seyyid Taha ve Simko'yu kullanmak istedi. Bu sırada Türk ordusu İzmir önlerine gelmisti. TBMM Baskanı Mustafa Kemal ve Genelkurmay Baskanı Fevzi Pasa, Musul cephesindeki gelismeleri de izliyordu. Ancak konferans basladıktan sonra Türkiye diplomasiye daha çok önem verdi. İngiliz saldırılarına dayanamayan ve gerekli destegi alamayan Özdemir Bey ise geri çekilerek İran'a geçti ve 10 Mayıs'ta Van'a ulasınca askeri harekât bitti. Kurtulus Savası'nın önde gelen isimlerinden ve 1922-1923 arasında birkaç ay basbakanlık da yapan Rauf (Orbay) Bey ise, Özdemir Bey'in İran'a gitmesini onaylamıyordu ve Genelkurmay'a yazdıgı yazıda Özdemir Bey'in basına buyruk hareket ettigini belirtmisti.
"Bölgede İngiliz baskısı çok kuvvetliydi"
Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Baskanlıgı Türk Askeri Tarih Komisyonu asli üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Güler, Batı cephesinde savası sürdüren Türk ordusunun bölgede yeni bir cephe açması mümkün olmadıgı için bu yola basvurdugunu belirtiyor. Güler, Özdemir Bey'in baslangıçta önemli basarılar elde etmesine ragmen daha sonra para, malzeme ve silah yardımı alamadıgı ve haberlesme zamanında yapılamadıgı için basarısız oldugunu, bunda bazı asiretlerin ihanet etmesinin de etkili oldugunu ekliyor.
'Elcezire ve Özdemir Harekâtı' kitabının yazarı Murat Güztoklusu da bölgedeki irtibatın zorluguna ve kıs sartlarına dikkat çekiyor: "Zaho üzerinden harekât yapılabilseydi basarılı olunurdu ancak askeri birliklerimizin çogu Batı cephesindeydi". Güztoklusu'na göre asıl nedense harekâtın yönetiminin Özdemir Bey Revanduz'a geldikten kısa süre sonra Elcezire'den alınıp Dogu cephesine verilmesi!
Mustafa Kemal'in çekincesi Kürdistan degil, Ermenistan'ın kurulmasıydı
Prof. Dr. Mim Kemal Öke'nin iddiasına göre Atatürk'ün Musul bölgesine önem vermesinin sebebi petrol kaynakları degil, bölgede Ermenistan devletinin kurdurulmasını engellemekti. Barzani asiretinin 1919 yılındaki lideri seyh Mahmut Efendi'ye gönderdigi su telgraf Mustafa Kemal'in bu konudaki hassasiyetini göstermesi bakımından anlamlı:
"Şeyh Mahmut Efendi Hazretlerine,
Erzurum, 13 Agustos 1919
(...) Yurdumuzun Ermeni ayakları altında çignenmesine ve ulusumuzun Ermeniler'e tutsak olmasına olur verecek hiçbir Müslüman düsünülemez. Düsmanlarımızın her yerdeki davranısları hep yurdun parçalanması ve ulusumuzun tutsak olması amacına yöneliktir. Ulustan güç almayan ve tutsak durumunda bulunan hükümet beceriksizlikten baska bir eylem gösterememistir. (...) (Atatürk'ün Kurtulus Savası Yazısmaları, Cilt: I)
Kaynak : Gizli İnkılap Tarihi (Kuvay-i Milliye)