- Konum
- BERTUNA
-
- Üyelik Tarihi
- 2 Haz 2020
-
- Mesajlar
- 5,338
-
- MFC Puanı
- 16,230
Mustafa Kemal’in Kurtulus Savası’nı destekleyen 6 büyük gazetenin basyazarları ile yaptıgı 6 saatlik bu ilk basın toplantısı, daha İstanbul isgal altındayken yapılır ve gelecekteki Cumhuriyet rejiminin de, fikrî temelini olusturur.
18 Ocak Persembe günü ise, Mustafa Kemal Pasa, İzmit bölgesindeki Birinci Ordu birliklerini, Yarımca’da denetler; burada, Kurtulus Savası’nın komutanlarıyla toplu fotograf da çektirir.
Aynı gün, İzmit halkına hitaben bir konusma da yapan Mustafa Kemal Pasa, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, Halife’nin degildir ve olamaz” der.
Kaynak: Popüler Tarih Dergisi
(...)
Baskomutanlık Meydan Savası ‘Büyük Zafer’ ile sonuçlanmıs, Mudanya’da imzalanan ateskes antlasmasıyla Ulusal Kurtulus Savası sona ermisti. Tüm Anadolu düsmandan temizlenirken, baskent İstanbul ve Batı Trakya, Lozan’da baslayan ve yeni Türk devletinin sınırlarının çizildigi barıs görüsmelerinin sonucunu bekliyordu.
Ülke büyük bir sevinç içinde çalkalanırken Mustafa Kemal’in Meclis’teki ve Meclis dısındaki muhalifleri, çesitli iddia ve görüslerle ortalıgı bulandırmaya çalısıyorlardı:
“Ordu niye taarruza devam etmemis, İstanbul ve Batı Trakya’yı isgalden kurtarmamıstı?..”
“Ordu, ‘Büyük Zafer’ ile görevini tamamladıysa, komutanlar neden idareyi sivillere bırakmıyordu?”
“Hilafet muhafaza edildigine göre, bu görev Gazi’ye verilmeliydi!” Halifelik kurumunun muhafazası için, Mustafa Kemal’e halife olmasını teklif edenler bile vardı.
Hele Gazi’nin, 1922’nin Aralık ayı içinde Ankaralı gazetecilere yaptıgı açıklamada; barıstan sonra ‘halkçılık’ ilkesine dayanan, ‘Halk Fırkası’ adı altında bir siyasî parti kurmak istedigini belirterek, tüm aydınları görüs belirtmeye çagırması, ortalıgı büsbütün karıstırmıstı...
“Halkçılık ne demekti?.. Yeni parti, sınıf esası üzerine mi kurulacaktı? Yoksa Mustafa Kemal’in baska gizli düsünceleri mi vardı?..”
İstanbul, bu sorularla çalkalanırken, muzaffer baskomutan Mustafa Kemal, bir yurt gezisine çıkmaya karar verdi.
Gazi, kurmayı düsündügü partiyle (Halk Fırkası) ilgili olarak, halkın nabzını yoklayacak, bu arada toplumda bir deprem etkisi yapacak atılım ve devrimlerle ilgili olarak, aydınlarla görüsecekti.
Kurtulus Savası’nı ve Mustafa Kemal Pasa’yı basından beri kalemleriyle destekleyen, İstanbul’da yayımlanan altı büyük gazetenin bas yazarı da gelismeler konusunda görüslerini almak üzere Gazi ile görüsme talebinde bulunmuslardı.
İsgal altındaki bir kentte tehditlere aldırıs etmeden, canını ortaya koyarak yüreklerindeki duyguları kalemlerine aktaran bu gazetecilerin istegini Gazi kabul etti.
Onlarla 14 Ocak 1923’te çıktıgı yurt gezisi sırasında, İzmit’te görüsecekti. Gazetecileri İzmit’e getirmekle de, Ankara Hükümeti’nin İstanbul’daki temsilcisi Dr. Adnan (Adıvar) Bey’i görevlendirdi.
Tevhid-i Efkâr’ın basyazarı Velit Ebüzziya, Vakit’in basyazarı Ahmet Emin (Yalman), Aksam’ın basyazarı Falih Rıfkı (Atay), İleri’nin basyazarı Suphi Nuri (İleri), İkdam’ın basyazarı Yakup Kadri (Karaosmanoglu) ve Tanin’in basyazarı İsmail Müstak (Mayakon), Adnan Adıvar’ın baskanlıgında, İstanbul’dan toplu olarak yola çıktılar.
Kafilede Adnan Adıvar’ın esi Halide Edib (Adıvar) Hanım ve Adnan Bey İstanbul’a gelene kadar onun görevini yerine getiren Kızılay Baskanı Hamit Bey de yer almaktaydı. Bu topluluga İleri gazetesinin İzmit Muhabiri Hakkı (Kılıçoglu) Bey de katıldı.
Gazeteciler, İzmit halkının ‘Saray’ diye adlandırdıgı binanın alt katındaki genis salonda toplandılar. Burası Sultan II. Mahmud zamanında yapılmıs, Sultan Abdülaziz zamanında bastan basa yenilenmis, zarif bir av kösküydü.
Toplantıda konusulacakları kaydetmek üzere, TBMM’den 4 görevli de salonda yer almıs bulunuyordu.
Gazi’yi görecek olmanın heyecanı içindeki gazeteciler, daha önceden hazırladıkları sorulara bir kez daha göz atarken, Gazi içeri girdi.
Annesini kaybetmis olmanın verdigi üzüntüyü dudaklarındaki tebessümle gizlemeye çalısarak, herkesin tek tek elini sıkıp hatır sordu. Sonra kendisine ayrılan yere oturarak, gazetecilerle konusmaya basladı...
16 Ocak Salı aksamı, saat 21.30’da baslayan bu toplantı, gece yarısını da asmıs, saat 03.00’te sona ermisti. Gazi, salonda bulunanlara veda ederek ayrılmadan önce, son söz olarak, sunları söyledi:
“Atiye [gelecege] ait politikamız hakkında görüsmek arzusunu izhar buyurmus idiniz. Bunu uzun uzadıya simdi görüsmek mümkün degildir. Baska bir zamana bırakalım.”
“Yalnız sunları da ifade edeyim: Sulh olmak ihtimali vardır. Olmamak ihtimalini de nazarı dikkatte tutmaktayız. Tedbirlerimiz vardır. Çünkü canımız çok yandı, çok aldatılmısızdır. Hatta bugün bile aldatılmıs bir haldeyiz. Mudanya Mukavelesi’nin ahkâmına [hükümlerine] mugayir [karsıt] hareketler oldugunu görüyoruz.”
“Hiç süphesiz sulh olduktan sonra, çok çalısmak lüzumuna kâniyiz. Bunun için zayiatımızı [kayıplarımızı] en az bir zamanda telafi edecek esaslı bir program yapmaya mecburuz. Bu program üzerine fırka [Halk Fırkası] tesekkül edecektir.”
18 Ocak Persembe günü ise, Mustafa Kemal Pasa, İzmit bölgesindeki Birinci Ordu birliklerini, Yarımca’da denetler; burada, Kurtulus Savası’nın komutanlarıyla toplu fotograf da çektirir.
Aynı gün, İzmit halkına hitaben bir konusma da yapan Mustafa Kemal Pasa, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, Halife’nin degildir ve olamaz” der.
Kaynak: Popüler Tarih Dergisi