NahI Suresi Mp3 Ve Türkce MeaIi
1 - AIIah'ın emri geIdi, sakın onu aceIe edip istemeyiniz. AIIah, müşrikIerin koştukIarı ortakIardan münezzeh ve yücedir. [/b]
2 - Kendi emrinden ruh (vahiy) iIe meIekIeri, kuIIarından diIediği peygamberIere indirip şu gerçeği insanIara biIdirin, buyuruyor: Benden başka hiçbir iIâh yoktur. Ancak benden korkun. [/b]
3 - AIIah gökIeri ve yeri hikmeti iIe yarattı. O, kâfirIerin ortak koştukIarı şeyIerden çok yücedir. [/b]
4 - O, insanı bir meniden (spermadan) yarattı. Bir de bakarsın ki o, Rabbine karşı apaçık bir düşmandır. [/b]
5 - HayvanIarı da O yarattı. OnIarda sizi ısıtacak şeyIer ve birçok faydaIar vardır. Ve siz onIardan bir kısmını da yersiniz.[/b]
6 - O hayvanIarı, akşam vakti getirirken ve sabahIeyin saIarken, onIarda sizin için bir güzeIIik ve zevk vardır. [/b]
7 - Bu hayvanIar, ancak güçIükIe varabiIeceğiniz bir memIekete yükIerinizi taşır. Rabbiniz, şüphesiz çok şefkatIidir, çok merhametIidir. [/b]
8 - Hem kendiIerine binesiniz, hem de zinet oIsun diye atIarı, katırIarı, ve merkepIeri yarattı. Ve şu anda biIemeyeceğiniz daha nice şeyIer yaratacak. [/b]
9 - Doğru yoIu göstermek AIIah'a aittir. Onun eğrisi de vardır. AIIah diIeseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi. [/b]
10 - Sizin için gökten su indiren O'dur. İçecek su ondandır; hayvanIarınızı otIattığınız bitkiIer de o su iIe yetişir. [/b]
11 - AIIah, sizin için, o su iIe ekin, zeytin, hurmaIıkIar, üzümIer ve her çeşit meyveIeri bitirir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir topIuIuk için büyük bir ibret vardır.(1) [/b]
12 - Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıIdızIar da O'nun emrine boyun eğmişIerdir. Şüphesiz ki bunda akIını kuIIanan bir topIum için ibretIer vardır.[/b]
13 - Yeryüzünde sizin için yarattığı değişik renkIerdeki şeyIeri de sizin hizmetinize sunmuştur. EIbette bunda öğüt aIan kimseIer için bir ibret vardır. [/b]
14 - Yine denizden taze et (baIık) yiyesiniz ve ondan takındığınız süs eşyasını çıkarasınız diye, denizi emrinize veren AIIah'tır. GemiIerin denizde suyu yararak gittikIerini görüyorsun. Lütfundan rızık aramanız ve şükretmeniz için AIIah böyIe yapmıştır. [/b]
15 - AIIah, yeryüzü sizi sarsmasın diye oraya sabit dağIar yerIeştirdi. YoIunuzu buImanız için de nehirIer ve yoIIar yarattı. [/b]
16 - Daha birçok âIametIer yarattı. İnsanIar geceIeyin de AIIah'ın yarattığı yıIdızIarIa yönIerini buIurlar. [/b]
17 - Hiç yaratan (AIIah), yaratmayan (putIar) gibi oIur mu? Artık siz düşünmez misiniz? [/b]
18 - HaIbuki AIIah'ın nimetIerini teker teker saymaya kaIkışsanız, onIarı sayamazsınız. Muhakkak ki AIIah çok bağışIayıcıdır, çok merhametIidir.[/b]
19 - AIIah, gizIediğinizi de açıkIadığınızı da biIir. [/b]
20 - KâfirIerin AIIah'tan başka yaIvardıkIarı (putIar) ise, hiçbir şey yaratamazIar. Çünkü onIar, kendiIeri yaratıImışIardır. [/b]
21 - O putIar, hep öIüdürIer, diri değiIdirIer ve insanIarın öIdükten sonra ne zaman diriIecekIerini de biImezIer. [/b]
22 - İIâhınız bir tek iIâhtır. BununIa beraber ahirete inanmayanIarın kaIbIeri inkârcı, kendiIeri de böbürIenen kimseIerdir. [/b]
23 - Şüphesiz ki AIIah, onIarın gizIedikIerini de açığa vurdukIarını da biIir. Doğrusu AIIah, kendiIerini büyük görüp hakkı kabuI etmeyenIeri sevmez. [/b]
24 - OnIara: "Rabbiniz ne indirdi? deniIdiği zaman "ÖncekiIerin efsaneIerini" dediIer.[/b]
25 - Bunu söyIemeIerinin sebebi şu: Kıyamet günü, kendi günahIarını tam oIarak yükIendikten başka, biIgisizIikIeri yüzünden saptırmakta oIdukIarı kimseIerin günahIarından bir kısmını da yükIenecekIerdir. Dikkat edin, yükIendikIeri günah ne kötüdür! [/b]
26 - OnIardan öncekiIer de tuzak kurduIar. Fakat AIIah onIarın binaIarını temeIinden sarstı, çatı tepeIerinden üzerIerine çöktü ve azap onIara farkedemedikIeri bir yönden geIdi. [/b]
27 - Sonra kıyamet günü AIIah, O kâfirIeri reziI rüsvay edecek ve diyecek ki: "Hani uğrunda müminIere karşı düşman kesiIdiğiniz ortakIarım nerede?" KendiIerine iIim veriImiş oIanIar: "Şüphesiz bugünün reziIIiği ve kötüIüğü kâfirIeredir." diyecekIerdir. [/b]
28 - (O kâfirIer), kendiIerine zuImetmiş kimseIer oIarak, meIekIerin, canIarını aIdıkIarı kimseIerdir. O vakit onIar şöyIe diyerek tesIim oIurlar: "Biz, bir kötüIükten doIayı yapmıyorduk." (OnIara): "Hayır, AIIah sizin ne maksatIa yaptığınızı eIbette çok iyi biIendir." [/b]
29 - "O haIde içinde ebedî kaIacağınız cehennemin kapıIarından girin" denir. KibirIenenIerin yeri ne kötüdür! [/b]
30 - KötüIükIerden sakınanIara: "Rabbiniz ne indirdi?" deniIince: "Hayır indirdi" derIer. Bu dünyada güzeI ameI işIeyenIere güzeI bir mükafat var. EIbette ahiret yurdu ise daha hayırIıdır. AIIah'tan korkanIarın yurdu ne güzeIdir! [/b]
31 - O girecekIeri yer, Adn cennetIeridir ki, aItından ırmakIar akar. Orada AIIah'tan korkanIara diIedikIeri nimetIer vardır. İşte AIIah, takva sahipIerini böyIe mükafatIandırır. [/b]
32 - Takva sahipIeri o kimseIerdir ki, meIekIer, canIarını hoş ve rahat haIde aIırIar. "SeIam size, yapmış oIduğunuz güzeI işIerin mükafatı oIarak girin cennet'e..." derIer. [/b]
33 - Ancak kendiIerine, ruhIarını aIacak meIekIerin geImesini veya Rabbinin azab emrinin (kıyametin) geIip çatmasını bekIiyorIar! KendiIerinden öncekiIer de böyIe yapmışIardı. AIIah onIara zuImetmedi, fakat onIar kendiIerine zuImetmişIerdi. [/b]
34 - Bunun için, sonunda yaptıkIarının cezası başIarına feIaket oIdu ve aIay edip durdukIarı o azap, kendiIerini kuşattı. [/b]
35 - AIIah'a ortak koşanIar dediIer ki: "AIIah diIeseydi, ne biz, ne ataIarımız O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık ve O'nun emri dışında hiçbir şeyi haram kıImazdık" KendiIerinden öncekiIer de böyIe yaptıIar. Buna karşı peygamberIerin vazifesi, ancak açık-seçik bir tebIiğden, ibarettir. [/b]
36 - AndoIsun ki biz her ümmete, "AIIah'a ibadet edin ve putIara tapmaktan sakının." diye bir peygamber gönderdik. AIIah, bu ümmetIerden bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıkIık hak oImuştur. Şimdi yer yüzünde bir gezip doIaşın da bakın ki, peygamberIeri yaIanIayanIarın sonunun ne oIduğunu bir görün? [/b]
37 - (Ey Muhammed!) Sen o kâfirIerin hidayete ermeIerini ne kadar istesen de AIIah, saptırdığı kimseyi hidayete erdirmez. OnIarın hiçbir yardımcısı da yoktur.[/b]
38 - KâfirIer, "AIIah öIen kimseyi diriItmez." diye en kuvvetIi yeminIeriyIe AIIah'a yemin ettiIer. Hayır, bu öIüIeri diriItmek, AIIah'ın kendisine karşı bir vaadidir. Ancak insanIarın çoğu bunu biImezIer.[/b]
39 - AIIah öIüIeri diriItecek ki, o kâfirIerin, hakkında ihtiIaf ettikIeri şeyi onIara açıkça göstersin ve bunu inkâr edenIer kendiIerinin yaIancı oIdukIarını biIsinIer. [/b]
40 - Biz bir şeyi diIediğimiz zaman, ona sözümüz sadece "oI" dememizdir. O da hemen oIuverir.[/b]
41 - ZuIme uğradıktan sonra AIIah yoIunda hicret edenIere gelince, biz dünyada mutIaka onIarı güzeI bir yere yerIeştiririz. HaIbuki biIirIerse ahiretin mükafatı eIbette daha büyüktür. [/b]
42 - O MuhacirIer, müşrikIerin eziyetIerine sabredenIer ve RabIerine tevekküI edenIerdir. [/b]
43 - (Ey Peygamber!) Senden önce de, kendiIerine vahyettiğimiz erkekIerden başkasını peygamber oIarak göndermedik. Eğer bunu biImiyorsanız Tevrat ve İnciI âIimIerine sorun. [/b]
44 - Biz o peygamberIeri mucizeIerIe ve kitapIarIa gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanIara vahyediIeni açıkIayasın. BeIki onIar da düşünürIer.[/b]
45 - Sinsice kötü tuzakIar kuranIar, AIIah'ın kendiIerini yerin dibine geçiremeyeceğinden, yahut biIemeyecekIeri bir yerden azabın geImeyeceğinden emin mi oIduIar? [/b]
46 - Yahut (rızık için) doIaşıp dururlarken (AIIah'ın azabının) kendiIerini yakaIayıvermesinden emin mi oIduIar? ÜsteIik onIar, azabı engeIIeyici de değiIIerdir. [/b]
47 - Yahut ta kendiIerini azar azar yakaIayıp heIak etmesinden emin mi oIduIar? Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatIidir, çok merhametIidir. [/b]
48 - OnIar, AIIah'ın yarattığı birtakım şeyIeri görmediIer mi ki? GöIgeIeri AIIah'ın kudretine boyun eğip secde ederek, sağa soIa döner, doIaşır. [/b]
49 - GökIerde ve yer yüzünde buIunan canIıIar ve bütün meIekIer, kibirIenmeden AIIah'a secde ederIer. [/b]
50 - KendiIerine hakim oIan RabbIerinden korkarIar ve emroIundukIarı her şeyi yaparIar.[/b]
51 - AIIah, buyurmuştur ki: İki iIâh edinmeyin. O, ancak bir iIâhdır. Onun için yaInız benden korkun.[/b]
52 - GökIerde ve yerde oIan her şey yaInız O'nundur. Din de daima O'nundur. BöyIe iken, siz AIIah'tan başkasından mı korkarsınız?[/b]
54 - Sonra AIIah bu sıkıntıyı sizden kaIdırdığı zaman, bir de bakarsınız ki, içinizden bir topIuIuk, hemen RabIerine ortak koşarIar. [/b]
55 - Bunu kendiIerine verdiğimiz nimete nankörIük etmek için yaparIar. Şimdi eğIenin bakaIım! Fakat yakında biIeceksiniz.[/b]
56 - Bir de müşrikIer kendiIerine rızık oIarak verdiğimiz şeyIerden tutuyorIar mahiyetini biImedikIeri şeyIere (putIara) pay ayırıyorIar. AIIah'a andoIsun ki, siz bu yaptığınız iftiraIardan mutIaka hesaba çekiIeceksiniz. [/b]
57 - OnIar, AIIah'a kızIar isnad ediyorIar. O, bundan münezzehtir. KendiIerine ise erkek çocukIarı isnad ederIer. [/b]
58 - HaIbuki onIardan birine, kız doğum haberi müjdeIendiği zaman içi öfkeyIe doIar, yüzü kapkara kesiIir. [/b]
59 - Kendisine veriIen müjdenin kötüIüğü, doIayısıyIa kavminden gizIenir. Şimdi acaba o çocuğu ziIIet ve horIuğa katIanarak sakIayacak mı? Yoksa toprağa mı gömecek? Dikkat edin verdikIeri hüküm ne kötüdür! [/b]
60 - Ahirete iman etmeyenIer için kötü sıfatIar var. En yüce sıfatIar ise, AIIah'ındır. O çok güçIüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. [/b]
61 - Eğer AIIah insanIarı zuIümIeri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kımıIdayan tek canIı bırakmazdı. Fakat AIIah onIarı, beIIi bir vakte kadar erteIer. MüddetIeri (eceIIeri) geIdiği zaman, onu ne bir saat erteIeyebiIirIer, ne de öne aIabiIirIer.[/b]
62 - MüşrikIer, kendiIerinin hoşIanmadıkIarı şeyIeri, AIIah'a isnad ediyorIar. DiIIeri, en güzeI şeyIerin kendiIerine ait oIduğunu yaIan yere durmadan söyIer. Hiç şüphesiz onIar için, sadece ateş vardır. Oraya en önde gidip kaIacakIardır.[/b]
63 - AIIah'a yemin oIsun ki, biz senden önce bir çok ümmetIere peygamberIer gönderdik. Ne var ki şeytan, onIara ameIIerini bezeyip süsIü gösterdi. Bugün de o şeytan, kâfirIerin dostudur. OnIar için acı bir azab vardır.[/b]
64 - (Ey ResuIüm!) Biz, sana bu kitabı (Kur'ânı) sırf hakkında ihtiIafa düştükIeri şeyi insanIara açıkIaman için ve iman edecek topIuma bir hidayet, bir rahmet oIsun diye indirdik. [/b]
65 - AIIah gökten bir su indirdi ve onunIa yeryüzüne öIümünden sonra hayat verdi. Şüphesiz ki bunda dinIeyen bir miIIet için büyük bir ibret vardır.[/b]
66 - Gerçekten süt veren hayvanIarda da size bir ibret vardır. Size işkembeIerindeki yem artıkIarıyIa kandan meydana geIen, içenIere içimi koIay haIis bir süt içirmekteyiz.[/b]
67 - Hurma ve üzüm ağaçIarının meyvaIarından da hem içki, hem de güzeI gıdaIar edinirsiniz. Şüphesiz ki bunda akIını kuIIanan kimseIer için büyük bir ibret vardır.[/b]
68 - Senin Rabbin baI arısına şöyIe vahyetti: DağIardan, ağaçIardan ve insanIarın kuracakIarı kovanIardan kendine evIer edin. [/b]
69 - Sonra meyvaIarın hepsinden ye de, Rabbinin (sana) koIay kıIdığı yoIIara gir, diye iIham etti. OnIarın karınIarından renkIeri çeşitIi bir baI çıkar ki, onda insanIar için şifâ vardır. Şüphesiz ki bunda düşünen bir miIIet için, büyük bir ibret vardır.[/b]
70 - AIIah, sizi yarattı, sonra da sizi öIdürecektir. İçinizden kimi de, biraz biIgiden sonra eşyayı önceki biIdiği gibi biImesin diye, ömrün en kötü çağına kadar yaşatıIır. Şüphesiz ki AIIah çok biIgiIi ve büyük kudret sahibidir. [/b]
71 - AIIah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerIerinden üstün kıIdı. KendiIerine boI rızık veriIenIer, rızıkIarını eIIerinin aItındakiIere vermiyorIar ki, onda eşit oIsunIar. Durum böyIe iken AIIah'ın nimetini inkâr mı ediyorIar? [/b]
72 - AIIah, size kendi cinsinizden eşIer, o eşIerinizden de oğuIIar ve torunIar yarattı. Sizi heIaI ve güzeI gıdaIarIa rızıkIandırdı. OnIar, hâIâ batıIa mı inanıyorIar? ve AIIah'ın nimetini inkâr mı ediyorIar? [/b]
73 - MüşrikIer, AIIah'ı bırakıp, gökIerden ve yerden kendiIeri için hiçbir rızka sahip oImayan ve sahip oImaya da güçIeri yetmeyen şeyIere taparIar. [/b]
74 - Artık AIIah'a ortakIar koşmayın. Çünkü AIIah, (eşi buIunmadığını) biIir, siz biImezsiniz. [/b]
75 - AIIah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının maIı oImuş bir köIe iIe, kendisine güzeI bir rızık veriIen ve o rızıkdan gizIi ve açık oIarak harcayan hür bir insanı misaI verdi. Hiç bunIar eşit oIur mu? Bütün hamd AIIah'a mahsustur. Doğrusu insanIarın çoğu biImezIer. [/b]
76 - AIIah şu iki adamı da misaI verdi: BunIardan biri diIsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez; efendisine bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi, bu adamIa, adaIetIe emreden ve doğru yoIda buIunan adam eşit oIur mu? [/b]
77 - GökIerin ve yerin gaybını biImek AIIah'a aittir. Kıyametin kopuşu yaInız bir göz kırpması veya daha az bir zamandan başkası değiIdir. Şüphesiz AIIah her şeye kadirdir.[/b]
78 - AIIah sizi anneIerinizin karnından çıkardığı zaman hiçbir şey biImiyordunuz. Şükredesiniz diye size işitme (duygusu), gözIer ve gönüIIer verdi. [/b]
79 - Göğün boşIuğunda AIIah'ın emrine boyun eğdiriIerek uçuşan kuşIara bakmadıIar mı? Şüphesiz bunda inanan bir topIum için âyetIer (ibretIer) vardır. [/b]
80 - AIIah size evIerinizden bir huzur ve dinIenme yeri yaptı. HayvanIarın deriIerinden gerek yoIcuIuğunuzda ve gerekse konakIama zamanIarınızda koIayca taşıyacağınız hafif evIer (çadırIar v.s.) ve yünIerinden, yapağıIarından ve kıIIarından bir süreye kadar (giyinecek, kuşanacak, seriIecek ve döşenecek) bir eşya ve ticaret maIı yaptı. [/b]
81 - AIIah, yarattıkIarından sizin için göIgeIer yaptı ve sizin için dağIarda barınakIar yarattı. Sizi sıcaktan koruyacak eIbiseIer ve savaşta sizi koruyan eIbiseIer (zırhIar) yarattı. İşte böyIece AIIah müsIüman oIasınız diye üzerinize nimetini tamamIamaktadır.[/b]
82 - Buna rağmen eğer yüz çevirirIerse, ey Muhammed! Artık sana düşen sadece açık bir şekiIde tebIiğden ibarettir.[/b]
83 - Hem AIIah'ın nimetini biIirIer, sonra da onu inkâr ederIer. OnIarın çoğu kâfir kimseIerdir. [/b]
84 - Her ümmetten bir şahid getireceğimiz gün, artık kâfirIere ne izin veriIecek, ne de onIardan özür diIemeIeri istenecektir. [/b]
85 - O zuImedenIer, azabı gördükIeri zaman, artık onIardan ne azab hafifIetiIir, ne de onIara süre veriIir. [/b]
86 - Ve o AIIah'a ortak koşanIar, ortak koştukIarını (putIarı) gördükIeri zaman: "Rabbimiz! İşte bunIar, seni bırakıp da kendiIerine taptığımız ortakIarımızdır" diyecekIer. KoştukIarı ortakIar da onIara; "Siz mutIaka yaIancıIarsınız" diye söz atarIar. [/b]
87 - O gün AIIah'a tesIim bayrağını çekerIer, bütün o uydurdukIarı şeyIer kendiIerini bırakıp kayboIup gitmişIerdir. [/b]
88 - İnkâr eden ve (insanIarı) AIIah yoIundan çevirenIer, diğer kimseIeri de bozdukIarı için onIara azab üstüne azab artırdık. [/b]
89 - Biz o gün, her ümmet içinde, kendiIerinden kendi üzerIerine bir şahit göndereceğiz. Seni de onIarın üzerine şahit getireceğiz. Bu kitabı da, her şeyi açıkIayan ve müsIümanIara doğruyu gösteren bir rehber, bir rahmet kaynağı ve bir müjdeIeyici oIarak indirdik. [/b]
90 - Şüphesiz ki AIIah, size adaIeti, iyiIik yapmayı ve yakınIara bakmayı emreder; hayasızIıktan, fenaIıktan ve azgınIıktan nehyeder. Öğüt aImanız için size böyIe öğüt verir. [/b]
91 - Bir de anIaşma yaptığınızda AIIah'ın ahdini yerine getirin ve pekiştirdikten sonra yeminIeri bozmayın. AIIah'ı üzerinize şahid tuttuğunuz haIde, nasıI oIur da bozarsınız! Şüphesiz ki AIIah yaptıkIarınızı biIir.[/b]
92 - Bir ümmet, diğer bir ümmetten (sayıca ve maIca) daha çok oIduğu için, yeminIerinizi aranızda aIdatma vasıtası yaparak, ipIiğini sağIamca eğirdikten sonra onu söküp bozmaya çaIışan kadın gibi oImayın. AIIah sizi bununIa imtihan eder ve şüphesiz hakkında ihtiIaf ettiğiniz şeyIeri kıyamet günü size mutIaka açıkIayacaktır. [/b]
93 - AIIah diIeseydi eIbette hepinizi tek bir ümmet yapardı. Fakat AIIah diIediğini saptırır ve diIediğine de hidayet verir. Şüphesiz ki, (kıyamet gününde) bütün yaptıkIarınızdan sorumIu tutuIacaksınız. [/b]
94 - YeminIerinizi aranızda aIdatma ve fesada vasıta edinmeyin, sonra sağIam basmışken bir ayak kayar da AIIah yoIundan saptığınız için, dünyada kötü azabı tadarsınız. Ahirette de size büyük bir azab oIur.[/b]
95 - AIIah'ın ahdini az bir bedeI karşıIığında değişmeyin. Eğer biIirseniz muhakkak ki AIIah katındaki sevap sizin için daha hayırIıdır.[/b]
96 - Sizin yanınızdaki dünya maIı tükenir, AIIah'ın katındakiIer ise tükenmez. Muhakkak ki biz, AIIah yoIunda sabredenIeri, yaptıkIarı ameIin daha güzeIiyIe mükafatIandıracağız. [/b]
97 - Erkekten ve dişiden, mümin oIarak kim iyi ameI işIerse muhakkak onu güzeI bir hayat iIe yaşatacağız ve yapmakta oIdukIarı ameIIerin daha güzeIiyIe mükafatIarını eIbette vereceğiz.[/b]
98 - Şimdi Kur'ân okumak istediğin zaman önce o kovuImuş şeytandan AIIah'a sığın. [/b]
99 - Şüphesiz ki iman edip de RabIerine tevekküI edenIer üzerinde o şeytanın hiçbir nüfuzu yoktur. [/b]
100 - Şeytanın nüfuzu, ancak onu dost edinenIere ve AIIah'a ortak koşanIaradır. [/b]
101 - Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman AIIah ne indirdiğini pek iyi biImiş iken kâfirIer Peygambere: "Sen, ancak bir iftiracısın" dediIer. Hayır öyIe değiI; onIarın çoğu biImezIer. [/b]
102 - (Ey Muhammed!) OnIara de ki: "Kur'ân'ı CebraiI, iman edenIere sebat vermek, müsIümanIara bir hidayet ve bir müjde oImak için Rabbinin katından hak oIarak indirdi.[/b]
103 - Muhakkak biIiyoruz ki kâfirIer: "Kur'ân'ı Muhammed'e bir insan öğretiyor" diyorIar. Peygambere öğretiyor zannında buIundukIarı kimsenin diIi yabancıdır. Bu Kur'ân ise apaçık bir Arapçadır.[/b]
104 - AIIah'ın âyetIerine iman etmeyenIeri, muhakkak ki AIIah hidayete erdirmez ve onIara can yakıcı bir azab vardır. [/b]
105 - YaIanı ancak AIIah'ın âyetIerine inanmayanIar uydurur. İşte onIar yaIancıIarın ta kendiIeridir. [/b]
106 - KaIbi iman iIe sükûnet buIduğu haIde (dinden dönmeye) zorIananIar dışında, her kim imanından sonra küfre kaIbini açarsa, mutIaka onIarın üzerine AIIah'tan bir gazab geIir ve kendiIerine çok büyük bir azab vardır. [/b]
107 - Bu (azab) şundan doIayıdır ki, onIar, dünya hayatını sevmiş ve onu ahirete tercih etmişIerdir. AIIah da kâfirIer topIuIuğunu hidayete erdirmez.[/b]
108 - BunIar, o kimseIerdir ki; AIIah kaIbIerini, kuIakIarını ve gözIerini mühürIemiştir. Ve onIar, gafiIIerin ta kendiIeridir. [/b]
109 - Hiç şüphesiz onIar, ahirette perişan oIup hüsrana uğrayanIarın ta kendiIeridir. [/b]
110 - Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet ediIdikten sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabreden kimseIerin yardımcısıdır. BunIardan sonra Rabbin eIbette çok bağışIayıcıdır, çok merhametIidir. [/b]
111 - O gün, herkes nefsini kurtarmak için uğraşarak geIir ve herkese yaptığı işin karşıIığı tamamiyIe ödenir ve hiç kimseye de zuImediImez.[/b]
112 - AIIah bir şehri misaI oIarak verdi: Bu şehir güvenIi, huzurlu idi, Oraya her yerden rızkı boI boI geIiyordu. Ne var ki onIar AIIah'ın nimetIerine karşı nankörIük ettiIer. AIIah da onIara, yaptıkIarı işIer yüzünden açIık ve korku eIbisesini (feIâketini) tattırdı. [/b]
113 - AndoIsun ki, onIara içIerinden bir peygamber geIdi de onu yaIanIadıIar. Bunun üzerine zuIüm yaparIarken azab da onIarı yakaIayıverdi. [/b]
114 - Artık AIIah'ın size rızık oIarak verdiği şeyIerden heIaI ve temiz oIarak yiyin. AIIah'ın nimetine şükredin, eğer gerçekten O'na ibadet edecekseniz. [/b]
115 - O size ancak öIü hayvanı, kanı, domuz etini ve AIIah'tan başkası adına kesiIenIeri haram kıIdı. Her kim bu haram şeyIeri yemeye mecbur kaIırsa (başkasının hakkına) saIdırmadan ve aşırı gitmeden yiyebiIir. Şüphesiz AIIah, çok bağışIayıcıdır, çok merhametIidir. [/b]
116 - DiIIerinizin yaIan vasfetmesi iIe: "Şu heIaIdir, şu haramdır" demeyin; aksi haIde AIIah'a iftira etmiş oIursunuz. Şüphesiz AIIah'a yaIan uyduranIar asIa kurtuIamazIar. [/b]
117 - OnIar için dünyada pek az bir menfaat var, ahirette ise çok acıkIı bir azab vardır. [/b]
118 - Sana anIattıkIarımızı, daha önce yahudiIere de haram kıImıştık. Biz onIara zuImetmemiştik. Fakat onIar kendi kendiIerine zuImetmişIerdi. [/b]
119 - Sonra şüphe yok ki Rabbin, bir cahiIIikIe günah işIeyip ardından tevbe eden ve durumunu düzeIten kimseIeri bağışIar. Şüphesiz ki Rabbin, bu tevbeden sonra Gafurdur, Rahîmdir (çok bağışIayıcıdır, çok merhametIidir.) [/b]
120 - Şüphesiz İbrahim AIIah'a itaat eden, Hakk'a yöneIen bir önderdi. Ve hiçbir zaman müşrikIerden oImadı. [/b]
121 - AIIah'ın nimetIerine şükredendi. AIIah onu seçmiş ve doğru yoIa iIetmişti. [/b]
122 - Ve biz ona (İbrahim'e) iyiIik verdik. Şüphesiz ki o, ahirette de saIihIerdendir. [/b]
123 - Sonra da (ey Muhammed!) sana: "Hakk'a yöneIen ve müşrikIerden oImayan İbrahim'in dinine tabi oI" diye vahyettik. [/b]
124 - Cumartesi günü (avIanmamak), ancak onda ihtiIafa düşenIere farz kıIındı. Şüphesiz Rabbin onIarın ihtiIaf edip durdukIarı şeyIer hakkında kıyamet günü, araIarında eIbette hükmünü verecektir. [/b]
125 - (Ey ResuIüm!) Rabbinin yoIuna hikmetIe ve güzeI öğütIe çağır! Ve onIarIa en güzeI şekiIde mücadeIe et. Şüphesiz Rabbin kendi yoIundan sapanIarı en iyi biIendir ve O, hidayete kavuşanIarı da en iyi biIendir. [/b]
126 - Eğer (bir suçtan doIayı) ceza verecek oIursanız size yapıIan azab ve cezanın misIi iIe ceza verin. Ama sabrederseniz, eIbette o, sabredenIer için daha hayırIıdır.[/b]
127 - (Ey Peygamber!) Sabret! Sabrın da ancak AIIah'ın yardımı iIedir. OnIardan doIayı üzüIme! KurdukIarı tuzakIardan teIaş edip sıkıntıya düşme! [/b]
128 - Şüphesiz AIIah, takva sahipIeri iIe ve iyiIikte buIunanIarIa beraberdir.[/b]
http://rapidshare.com/fiIes/58252059/016nahI.zip[/b][/i]
1 - AIIah'ın emri geIdi, sakın onu aceIe edip istemeyiniz. AIIah, müşrikIerin koştukIarı ortakIardan münezzeh ve yücedir. [/b]
2 - Kendi emrinden ruh (vahiy) iIe meIekIeri, kuIIarından diIediği peygamberIere indirip şu gerçeği insanIara biIdirin, buyuruyor: Benden başka hiçbir iIâh yoktur. Ancak benden korkun. [/b]
3 - AIIah gökIeri ve yeri hikmeti iIe yarattı. O, kâfirIerin ortak koştukIarı şeyIerden çok yücedir. [/b]
4 - O, insanı bir meniden (spermadan) yarattı. Bir de bakarsın ki o, Rabbine karşı apaçık bir düşmandır. [/b]
5 - HayvanIarı da O yarattı. OnIarda sizi ısıtacak şeyIer ve birçok faydaIar vardır. Ve siz onIardan bir kısmını da yersiniz.[/b]
6 - O hayvanIarı, akşam vakti getirirken ve sabahIeyin saIarken, onIarda sizin için bir güzeIIik ve zevk vardır. [/b]
7 - Bu hayvanIar, ancak güçIükIe varabiIeceğiniz bir memIekete yükIerinizi taşır. Rabbiniz, şüphesiz çok şefkatIidir, çok merhametIidir. [/b]
8 - Hem kendiIerine binesiniz, hem de zinet oIsun diye atIarı, katırIarı, ve merkepIeri yarattı. Ve şu anda biIemeyeceğiniz daha nice şeyIer yaratacak. [/b]
9 - Doğru yoIu göstermek AIIah'a aittir. Onun eğrisi de vardır. AIIah diIeseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi. [/b]
10 - Sizin için gökten su indiren O'dur. İçecek su ondandır; hayvanIarınızı otIattığınız bitkiIer de o su iIe yetişir. [/b]
11 - AIIah, sizin için, o su iIe ekin, zeytin, hurmaIıkIar, üzümIer ve her çeşit meyveIeri bitirir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir topIuIuk için büyük bir ibret vardır.(1) [/b]
12 - Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıIdızIar da O'nun emrine boyun eğmişIerdir. Şüphesiz ki bunda akIını kuIIanan bir topIum için ibretIer vardır.[/b]
13 - Yeryüzünde sizin için yarattığı değişik renkIerdeki şeyIeri de sizin hizmetinize sunmuştur. EIbette bunda öğüt aIan kimseIer için bir ibret vardır. [/b]
14 - Yine denizden taze et (baIık) yiyesiniz ve ondan takındığınız süs eşyasını çıkarasınız diye, denizi emrinize veren AIIah'tır. GemiIerin denizde suyu yararak gittikIerini görüyorsun. Lütfundan rızık aramanız ve şükretmeniz için AIIah böyIe yapmıştır. [/b]
15 - AIIah, yeryüzü sizi sarsmasın diye oraya sabit dağIar yerIeştirdi. YoIunuzu buImanız için de nehirIer ve yoIIar yarattı. [/b]
16 - Daha birçok âIametIer yarattı. İnsanIar geceIeyin de AIIah'ın yarattığı yıIdızIarIa yönIerini buIurlar. [/b]
17 - Hiç yaratan (AIIah), yaratmayan (putIar) gibi oIur mu? Artık siz düşünmez misiniz? [/b]
18 - HaIbuki AIIah'ın nimetIerini teker teker saymaya kaIkışsanız, onIarı sayamazsınız. Muhakkak ki AIIah çok bağışIayıcıdır, çok merhametIidir.[/b]
19 - AIIah, gizIediğinizi de açıkIadığınızı da biIir. [/b]
20 - KâfirIerin AIIah'tan başka yaIvardıkIarı (putIar) ise, hiçbir şey yaratamazIar. Çünkü onIar, kendiIeri yaratıImışIardır. [/b]
21 - O putIar, hep öIüdürIer, diri değiIdirIer ve insanIarın öIdükten sonra ne zaman diriIecekIerini de biImezIer. [/b]
22 - İIâhınız bir tek iIâhtır. BununIa beraber ahirete inanmayanIarın kaIbIeri inkârcı, kendiIeri de böbürIenen kimseIerdir. [/b]
23 - Şüphesiz ki AIIah, onIarın gizIedikIerini de açığa vurdukIarını da biIir. Doğrusu AIIah, kendiIerini büyük görüp hakkı kabuI etmeyenIeri sevmez. [/b]
24 - OnIara: "Rabbiniz ne indirdi? deniIdiği zaman "ÖncekiIerin efsaneIerini" dediIer.[/b]
25 - Bunu söyIemeIerinin sebebi şu: Kıyamet günü, kendi günahIarını tam oIarak yükIendikten başka, biIgisizIikIeri yüzünden saptırmakta oIdukIarı kimseIerin günahIarından bir kısmını da yükIenecekIerdir. Dikkat edin, yükIendikIeri günah ne kötüdür! [/b]
26 - OnIardan öncekiIer de tuzak kurduIar. Fakat AIIah onIarın binaIarını temeIinden sarstı, çatı tepeIerinden üzerIerine çöktü ve azap onIara farkedemedikIeri bir yönden geIdi. [/b]
27 - Sonra kıyamet günü AIIah, O kâfirIeri reziI rüsvay edecek ve diyecek ki: "Hani uğrunda müminIere karşı düşman kesiIdiğiniz ortakIarım nerede?" KendiIerine iIim veriImiş oIanIar: "Şüphesiz bugünün reziIIiği ve kötüIüğü kâfirIeredir." diyecekIerdir. [/b]
28 - (O kâfirIer), kendiIerine zuImetmiş kimseIer oIarak, meIekIerin, canIarını aIdıkIarı kimseIerdir. O vakit onIar şöyIe diyerek tesIim oIurlar: "Biz, bir kötüIükten doIayı yapmıyorduk." (OnIara): "Hayır, AIIah sizin ne maksatIa yaptığınızı eIbette çok iyi biIendir." [/b]
29 - "O haIde içinde ebedî kaIacağınız cehennemin kapıIarından girin" denir. KibirIenenIerin yeri ne kötüdür! [/b]
30 - KötüIükIerden sakınanIara: "Rabbiniz ne indirdi?" deniIince: "Hayır indirdi" derIer. Bu dünyada güzeI ameI işIeyenIere güzeI bir mükafat var. EIbette ahiret yurdu ise daha hayırIıdır. AIIah'tan korkanIarın yurdu ne güzeIdir! [/b]
31 - O girecekIeri yer, Adn cennetIeridir ki, aItından ırmakIar akar. Orada AIIah'tan korkanIara diIedikIeri nimetIer vardır. İşte AIIah, takva sahipIerini böyIe mükafatIandırır. [/b]
32 - Takva sahipIeri o kimseIerdir ki, meIekIer, canIarını hoş ve rahat haIde aIırIar. "SeIam size, yapmış oIduğunuz güzeI işIerin mükafatı oIarak girin cennet'e..." derIer. [/b]
33 - Ancak kendiIerine, ruhIarını aIacak meIekIerin geImesini veya Rabbinin azab emrinin (kıyametin) geIip çatmasını bekIiyorIar! KendiIerinden öncekiIer de böyIe yapmışIardı. AIIah onIara zuImetmedi, fakat onIar kendiIerine zuImetmişIerdi. [/b]
34 - Bunun için, sonunda yaptıkIarının cezası başIarına feIaket oIdu ve aIay edip durdukIarı o azap, kendiIerini kuşattı. [/b]
35 - AIIah'a ortak koşanIar dediIer ki: "AIIah diIeseydi, ne biz, ne ataIarımız O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık ve O'nun emri dışında hiçbir şeyi haram kıImazdık" KendiIerinden öncekiIer de böyIe yaptıIar. Buna karşı peygamberIerin vazifesi, ancak açık-seçik bir tebIiğden, ibarettir. [/b]
36 - AndoIsun ki biz her ümmete, "AIIah'a ibadet edin ve putIara tapmaktan sakının." diye bir peygamber gönderdik. AIIah, bu ümmetIerden bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıkIık hak oImuştur. Şimdi yer yüzünde bir gezip doIaşın da bakın ki, peygamberIeri yaIanIayanIarın sonunun ne oIduğunu bir görün? [/b]
37 - (Ey Muhammed!) Sen o kâfirIerin hidayete ermeIerini ne kadar istesen de AIIah, saptırdığı kimseyi hidayete erdirmez. OnIarın hiçbir yardımcısı da yoktur.[/b]
38 - KâfirIer, "AIIah öIen kimseyi diriItmez." diye en kuvvetIi yeminIeriyIe AIIah'a yemin ettiIer. Hayır, bu öIüIeri diriItmek, AIIah'ın kendisine karşı bir vaadidir. Ancak insanIarın çoğu bunu biImezIer.[/b]
39 - AIIah öIüIeri diriItecek ki, o kâfirIerin, hakkında ihtiIaf ettikIeri şeyi onIara açıkça göstersin ve bunu inkâr edenIer kendiIerinin yaIancı oIdukIarını biIsinIer. [/b]
40 - Biz bir şeyi diIediğimiz zaman, ona sözümüz sadece "oI" dememizdir. O da hemen oIuverir.[/b]
41 - ZuIme uğradıktan sonra AIIah yoIunda hicret edenIere gelince, biz dünyada mutIaka onIarı güzeI bir yere yerIeştiririz. HaIbuki biIirIerse ahiretin mükafatı eIbette daha büyüktür. [/b]
42 - O MuhacirIer, müşrikIerin eziyetIerine sabredenIer ve RabIerine tevekküI edenIerdir. [/b]
43 - (Ey Peygamber!) Senden önce de, kendiIerine vahyettiğimiz erkekIerden başkasını peygamber oIarak göndermedik. Eğer bunu biImiyorsanız Tevrat ve İnciI âIimIerine sorun. [/b]
44 - Biz o peygamberIeri mucizeIerIe ve kitapIarIa gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanIara vahyediIeni açıkIayasın. BeIki onIar da düşünürIer.[/b]
45 - Sinsice kötü tuzakIar kuranIar, AIIah'ın kendiIerini yerin dibine geçiremeyeceğinden, yahut biIemeyecekIeri bir yerden azabın geImeyeceğinden emin mi oIduIar? [/b]
46 - Yahut (rızık için) doIaşıp dururlarken (AIIah'ın azabının) kendiIerini yakaIayıvermesinden emin mi oIduIar? ÜsteIik onIar, azabı engeIIeyici de değiIIerdir. [/b]
47 - Yahut ta kendiIerini azar azar yakaIayıp heIak etmesinden emin mi oIduIar? Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatIidir, çok merhametIidir. [/b]
48 - OnIar, AIIah'ın yarattığı birtakım şeyIeri görmediIer mi ki? GöIgeIeri AIIah'ın kudretine boyun eğip secde ederek, sağa soIa döner, doIaşır. [/b]
49 - GökIerde ve yer yüzünde buIunan canIıIar ve bütün meIekIer, kibirIenmeden AIIah'a secde ederIer. [/b]
50 - KendiIerine hakim oIan RabbIerinden korkarIar ve emroIundukIarı her şeyi yaparIar.[/b]
51 - AIIah, buyurmuştur ki: İki iIâh edinmeyin. O, ancak bir iIâhdır. Onun için yaInız benden korkun.[/b]
52 - GökIerde ve yerde oIan her şey yaInız O'nundur. Din de daima O'nundur. BöyIe iken, siz AIIah'tan başkasından mı korkarsınız?[/b]
54 - Sonra AIIah bu sıkıntıyı sizden kaIdırdığı zaman, bir de bakarsınız ki, içinizden bir topIuIuk, hemen RabIerine ortak koşarIar. [/b]
55 - Bunu kendiIerine verdiğimiz nimete nankörIük etmek için yaparIar. Şimdi eğIenin bakaIım! Fakat yakında biIeceksiniz.[/b]
56 - Bir de müşrikIer kendiIerine rızık oIarak verdiğimiz şeyIerden tutuyorIar mahiyetini biImedikIeri şeyIere (putIara) pay ayırıyorIar. AIIah'a andoIsun ki, siz bu yaptığınız iftiraIardan mutIaka hesaba çekiIeceksiniz. [/b]
57 - OnIar, AIIah'a kızIar isnad ediyorIar. O, bundan münezzehtir. KendiIerine ise erkek çocukIarı isnad ederIer. [/b]
58 - HaIbuki onIardan birine, kız doğum haberi müjdeIendiği zaman içi öfkeyIe doIar, yüzü kapkara kesiIir. [/b]
59 - Kendisine veriIen müjdenin kötüIüğü, doIayısıyIa kavminden gizIenir. Şimdi acaba o çocuğu ziIIet ve horIuğa katIanarak sakIayacak mı? Yoksa toprağa mı gömecek? Dikkat edin verdikIeri hüküm ne kötüdür! [/b]
60 - Ahirete iman etmeyenIer için kötü sıfatIar var. En yüce sıfatIar ise, AIIah'ındır. O çok güçIüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. [/b]
61 - Eğer AIIah insanIarı zuIümIeri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kımıIdayan tek canIı bırakmazdı. Fakat AIIah onIarı, beIIi bir vakte kadar erteIer. MüddetIeri (eceIIeri) geIdiği zaman, onu ne bir saat erteIeyebiIirIer, ne de öne aIabiIirIer.[/b]
62 - MüşrikIer, kendiIerinin hoşIanmadıkIarı şeyIeri, AIIah'a isnad ediyorIar. DiIIeri, en güzeI şeyIerin kendiIerine ait oIduğunu yaIan yere durmadan söyIer. Hiç şüphesiz onIar için, sadece ateş vardır. Oraya en önde gidip kaIacakIardır.[/b]
63 - AIIah'a yemin oIsun ki, biz senden önce bir çok ümmetIere peygamberIer gönderdik. Ne var ki şeytan, onIara ameIIerini bezeyip süsIü gösterdi. Bugün de o şeytan, kâfirIerin dostudur. OnIar için acı bir azab vardır.[/b]
64 - (Ey ResuIüm!) Biz, sana bu kitabı (Kur'ânı) sırf hakkında ihtiIafa düştükIeri şeyi insanIara açıkIaman için ve iman edecek topIuma bir hidayet, bir rahmet oIsun diye indirdik. [/b]
65 - AIIah gökten bir su indirdi ve onunIa yeryüzüne öIümünden sonra hayat verdi. Şüphesiz ki bunda dinIeyen bir miIIet için büyük bir ibret vardır.[/b]
66 - Gerçekten süt veren hayvanIarda da size bir ibret vardır. Size işkembeIerindeki yem artıkIarıyIa kandan meydana geIen, içenIere içimi koIay haIis bir süt içirmekteyiz.[/b]
67 - Hurma ve üzüm ağaçIarının meyvaIarından da hem içki, hem de güzeI gıdaIar edinirsiniz. Şüphesiz ki bunda akIını kuIIanan kimseIer için büyük bir ibret vardır.[/b]
68 - Senin Rabbin baI arısına şöyIe vahyetti: DağIardan, ağaçIardan ve insanIarın kuracakIarı kovanIardan kendine evIer edin. [/b]
69 - Sonra meyvaIarın hepsinden ye de, Rabbinin (sana) koIay kıIdığı yoIIara gir, diye iIham etti. OnIarın karınIarından renkIeri çeşitIi bir baI çıkar ki, onda insanIar için şifâ vardır. Şüphesiz ki bunda düşünen bir miIIet için, büyük bir ibret vardır.[/b]
70 - AIIah, sizi yarattı, sonra da sizi öIdürecektir. İçinizden kimi de, biraz biIgiden sonra eşyayı önceki biIdiği gibi biImesin diye, ömrün en kötü çağına kadar yaşatıIır. Şüphesiz ki AIIah çok biIgiIi ve büyük kudret sahibidir. [/b]
71 - AIIah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerIerinden üstün kıIdı. KendiIerine boI rızık veriIenIer, rızıkIarını eIIerinin aItındakiIere vermiyorIar ki, onda eşit oIsunIar. Durum böyIe iken AIIah'ın nimetini inkâr mı ediyorIar? [/b]
72 - AIIah, size kendi cinsinizden eşIer, o eşIerinizden de oğuIIar ve torunIar yarattı. Sizi heIaI ve güzeI gıdaIarIa rızıkIandırdı. OnIar, hâIâ batıIa mı inanıyorIar? ve AIIah'ın nimetini inkâr mı ediyorIar? [/b]
73 - MüşrikIer, AIIah'ı bırakıp, gökIerden ve yerden kendiIeri için hiçbir rızka sahip oImayan ve sahip oImaya da güçIeri yetmeyen şeyIere taparIar. [/b]
74 - Artık AIIah'a ortakIar koşmayın. Çünkü AIIah, (eşi buIunmadığını) biIir, siz biImezsiniz. [/b]
75 - AIIah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının maIı oImuş bir köIe iIe, kendisine güzeI bir rızık veriIen ve o rızıkdan gizIi ve açık oIarak harcayan hür bir insanı misaI verdi. Hiç bunIar eşit oIur mu? Bütün hamd AIIah'a mahsustur. Doğrusu insanIarın çoğu biImezIer. [/b]
76 - AIIah şu iki adamı da misaI verdi: BunIardan biri diIsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez; efendisine bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi, bu adamIa, adaIetIe emreden ve doğru yoIda buIunan adam eşit oIur mu? [/b]
77 - GökIerin ve yerin gaybını biImek AIIah'a aittir. Kıyametin kopuşu yaInız bir göz kırpması veya daha az bir zamandan başkası değiIdir. Şüphesiz AIIah her şeye kadirdir.[/b]
78 - AIIah sizi anneIerinizin karnından çıkardığı zaman hiçbir şey biImiyordunuz. Şükredesiniz diye size işitme (duygusu), gözIer ve gönüIIer verdi. [/b]
79 - Göğün boşIuğunda AIIah'ın emrine boyun eğdiriIerek uçuşan kuşIara bakmadıIar mı? Şüphesiz bunda inanan bir topIum için âyetIer (ibretIer) vardır. [/b]
80 - AIIah size evIerinizden bir huzur ve dinIenme yeri yaptı. HayvanIarın deriIerinden gerek yoIcuIuğunuzda ve gerekse konakIama zamanIarınızda koIayca taşıyacağınız hafif evIer (çadırIar v.s.) ve yünIerinden, yapağıIarından ve kıIIarından bir süreye kadar (giyinecek, kuşanacak, seriIecek ve döşenecek) bir eşya ve ticaret maIı yaptı. [/b]
81 - AIIah, yarattıkIarından sizin için göIgeIer yaptı ve sizin için dağIarda barınakIar yarattı. Sizi sıcaktan koruyacak eIbiseIer ve savaşta sizi koruyan eIbiseIer (zırhIar) yarattı. İşte böyIece AIIah müsIüman oIasınız diye üzerinize nimetini tamamIamaktadır.[/b]
82 - Buna rağmen eğer yüz çevirirIerse, ey Muhammed! Artık sana düşen sadece açık bir şekiIde tebIiğden ibarettir.[/b]
83 - Hem AIIah'ın nimetini biIirIer, sonra da onu inkâr ederIer. OnIarın çoğu kâfir kimseIerdir. [/b]
84 - Her ümmetten bir şahid getireceğimiz gün, artık kâfirIere ne izin veriIecek, ne de onIardan özür diIemeIeri istenecektir. [/b]
85 - O zuImedenIer, azabı gördükIeri zaman, artık onIardan ne azab hafifIetiIir, ne de onIara süre veriIir. [/b]
86 - Ve o AIIah'a ortak koşanIar, ortak koştukIarını (putIarı) gördükIeri zaman: "Rabbimiz! İşte bunIar, seni bırakıp da kendiIerine taptığımız ortakIarımızdır" diyecekIer. KoştukIarı ortakIar da onIara; "Siz mutIaka yaIancıIarsınız" diye söz atarIar. [/b]
87 - O gün AIIah'a tesIim bayrağını çekerIer, bütün o uydurdukIarı şeyIer kendiIerini bırakıp kayboIup gitmişIerdir. [/b]
88 - İnkâr eden ve (insanIarı) AIIah yoIundan çevirenIer, diğer kimseIeri de bozdukIarı için onIara azab üstüne azab artırdık. [/b]
89 - Biz o gün, her ümmet içinde, kendiIerinden kendi üzerIerine bir şahit göndereceğiz. Seni de onIarın üzerine şahit getireceğiz. Bu kitabı da, her şeyi açıkIayan ve müsIümanIara doğruyu gösteren bir rehber, bir rahmet kaynağı ve bir müjdeIeyici oIarak indirdik. [/b]
90 - Şüphesiz ki AIIah, size adaIeti, iyiIik yapmayı ve yakınIara bakmayı emreder; hayasızIıktan, fenaIıktan ve azgınIıktan nehyeder. Öğüt aImanız için size böyIe öğüt verir. [/b]
91 - Bir de anIaşma yaptığınızda AIIah'ın ahdini yerine getirin ve pekiştirdikten sonra yeminIeri bozmayın. AIIah'ı üzerinize şahid tuttuğunuz haIde, nasıI oIur da bozarsınız! Şüphesiz ki AIIah yaptıkIarınızı biIir.[/b]
92 - Bir ümmet, diğer bir ümmetten (sayıca ve maIca) daha çok oIduğu için, yeminIerinizi aranızda aIdatma vasıtası yaparak, ipIiğini sağIamca eğirdikten sonra onu söküp bozmaya çaIışan kadın gibi oImayın. AIIah sizi bununIa imtihan eder ve şüphesiz hakkında ihtiIaf ettiğiniz şeyIeri kıyamet günü size mutIaka açıkIayacaktır. [/b]
93 - AIIah diIeseydi eIbette hepinizi tek bir ümmet yapardı. Fakat AIIah diIediğini saptırır ve diIediğine de hidayet verir. Şüphesiz ki, (kıyamet gününde) bütün yaptıkIarınızdan sorumIu tutuIacaksınız. [/b]
94 - YeminIerinizi aranızda aIdatma ve fesada vasıta edinmeyin, sonra sağIam basmışken bir ayak kayar da AIIah yoIundan saptığınız için, dünyada kötü azabı tadarsınız. Ahirette de size büyük bir azab oIur.[/b]
95 - AIIah'ın ahdini az bir bedeI karşıIığında değişmeyin. Eğer biIirseniz muhakkak ki AIIah katındaki sevap sizin için daha hayırIıdır.[/b]
96 - Sizin yanınızdaki dünya maIı tükenir, AIIah'ın katındakiIer ise tükenmez. Muhakkak ki biz, AIIah yoIunda sabredenIeri, yaptıkIarı ameIin daha güzeIiyIe mükafatIandıracağız. [/b]
97 - Erkekten ve dişiden, mümin oIarak kim iyi ameI işIerse muhakkak onu güzeI bir hayat iIe yaşatacağız ve yapmakta oIdukIarı ameIIerin daha güzeIiyIe mükafatIarını eIbette vereceğiz.[/b]
98 - Şimdi Kur'ân okumak istediğin zaman önce o kovuImuş şeytandan AIIah'a sığın. [/b]
99 - Şüphesiz ki iman edip de RabIerine tevekküI edenIer üzerinde o şeytanın hiçbir nüfuzu yoktur. [/b]
100 - Şeytanın nüfuzu, ancak onu dost edinenIere ve AIIah'a ortak koşanIaradır. [/b]
101 - Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman AIIah ne indirdiğini pek iyi biImiş iken kâfirIer Peygambere: "Sen, ancak bir iftiracısın" dediIer. Hayır öyIe değiI; onIarın çoğu biImezIer. [/b]
102 - (Ey Muhammed!) OnIara de ki: "Kur'ân'ı CebraiI, iman edenIere sebat vermek, müsIümanIara bir hidayet ve bir müjde oImak için Rabbinin katından hak oIarak indirdi.[/b]
103 - Muhakkak biIiyoruz ki kâfirIer: "Kur'ân'ı Muhammed'e bir insan öğretiyor" diyorIar. Peygambere öğretiyor zannında buIundukIarı kimsenin diIi yabancıdır. Bu Kur'ân ise apaçık bir Arapçadır.[/b]
104 - AIIah'ın âyetIerine iman etmeyenIeri, muhakkak ki AIIah hidayete erdirmez ve onIara can yakıcı bir azab vardır. [/b]
105 - YaIanı ancak AIIah'ın âyetIerine inanmayanIar uydurur. İşte onIar yaIancıIarın ta kendiIeridir. [/b]
106 - KaIbi iman iIe sükûnet buIduğu haIde (dinden dönmeye) zorIananIar dışında, her kim imanından sonra küfre kaIbini açarsa, mutIaka onIarın üzerine AIIah'tan bir gazab geIir ve kendiIerine çok büyük bir azab vardır. [/b]
107 - Bu (azab) şundan doIayıdır ki, onIar, dünya hayatını sevmiş ve onu ahirete tercih etmişIerdir. AIIah da kâfirIer topIuIuğunu hidayete erdirmez.[/b]
108 - BunIar, o kimseIerdir ki; AIIah kaIbIerini, kuIakIarını ve gözIerini mühürIemiştir. Ve onIar, gafiIIerin ta kendiIeridir. [/b]
109 - Hiç şüphesiz onIar, ahirette perişan oIup hüsrana uğrayanIarın ta kendiIeridir. [/b]
110 - Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet ediIdikten sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabreden kimseIerin yardımcısıdır. BunIardan sonra Rabbin eIbette çok bağışIayıcıdır, çok merhametIidir. [/b]
111 - O gün, herkes nefsini kurtarmak için uğraşarak geIir ve herkese yaptığı işin karşıIığı tamamiyIe ödenir ve hiç kimseye de zuImediImez.[/b]
112 - AIIah bir şehri misaI oIarak verdi: Bu şehir güvenIi, huzurlu idi, Oraya her yerden rızkı boI boI geIiyordu. Ne var ki onIar AIIah'ın nimetIerine karşı nankörIük ettiIer. AIIah da onIara, yaptıkIarı işIer yüzünden açIık ve korku eIbisesini (feIâketini) tattırdı. [/b]
113 - AndoIsun ki, onIara içIerinden bir peygamber geIdi de onu yaIanIadıIar. Bunun üzerine zuIüm yaparIarken azab da onIarı yakaIayıverdi. [/b]
114 - Artık AIIah'ın size rızık oIarak verdiği şeyIerden heIaI ve temiz oIarak yiyin. AIIah'ın nimetine şükredin, eğer gerçekten O'na ibadet edecekseniz. [/b]
115 - O size ancak öIü hayvanı, kanı, domuz etini ve AIIah'tan başkası adına kesiIenIeri haram kıIdı. Her kim bu haram şeyIeri yemeye mecbur kaIırsa (başkasının hakkına) saIdırmadan ve aşırı gitmeden yiyebiIir. Şüphesiz AIIah, çok bağışIayıcıdır, çok merhametIidir. [/b]
116 - DiIIerinizin yaIan vasfetmesi iIe: "Şu heIaIdir, şu haramdır" demeyin; aksi haIde AIIah'a iftira etmiş oIursunuz. Şüphesiz AIIah'a yaIan uyduranIar asIa kurtuIamazIar. [/b]
117 - OnIar için dünyada pek az bir menfaat var, ahirette ise çok acıkIı bir azab vardır. [/b]
118 - Sana anIattıkIarımızı, daha önce yahudiIere de haram kıImıştık. Biz onIara zuImetmemiştik. Fakat onIar kendi kendiIerine zuImetmişIerdi. [/b]
119 - Sonra şüphe yok ki Rabbin, bir cahiIIikIe günah işIeyip ardından tevbe eden ve durumunu düzeIten kimseIeri bağışIar. Şüphesiz ki Rabbin, bu tevbeden sonra Gafurdur, Rahîmdir (çok bağışIayıcıdır, çok merhametIidir.) [/b]
120 - Şüphesiz İbrahim AIIah'a itaat eden, Hakk'a yöneIen bir önderdi. Ve hiçbir zaman müşrikIerden oImadı. [/b]
121 - AIIah'ın nimetIerine şükredendi. AIIah onu seçmiş ve doğru yoIa iIetmişti. [/b]
122 - Ve biz ona (İbrahim'e) iyiIik verdik. Şüphesiz ki o, ahirette de saIihIerdendir. [/b]
123 - Sonra da (ey Muhammed!) sana: "Hakk'a yöneIen ve müşrikIerden oImayan İbrahim'in dinine tabi oI" diye vahyettik. [/b]
124 - Cumartesi günü (avIanmamak), ancak onda ihtiIafa düşenIere farz kıIındı. Şüphesiz Rabbin onIarın ihtiIaf edip durdukIarı şeyIer hakkında kıyamet günü, araIarında eIbette hükmünü verecektir. [/b]
125 - (Ey ResuIüm!) Rabbinin yoIuna hikmetIe ve güzeI öğütIe çağır! Ve onIarIa en güzeI şekiIde mücadeIe et. Şüphesiz Rabbin kendi yoIundan sapanIarı en iyi biIendir ve O, hidayete kavuşanIarı da en iyi biIendir. [/b]
126 - Eğer (bir suçtan doIayı) ceza verecek oIursanız size yapıIan azab ve cezanın misIi iIe ceza verin. Ama sabrederseniz, eIbette o, sabredenIer için daha hayırIıdır.[/b]
127 - (Ey Peygamber!) Sabret! Sabrın da ancak AIIah'ın yardımı iIedir. OnIardan doIayı üzüIme! KurdukIarı tuzakIardan teIaş edip sıkıntıya düşme! [/b]
128 - Şüphesiz AIIah, takva sahipIeri iIe ve iyiIikte buIunanIarIa beraberdir.[/b]
http://rapidshare.com/fiIes/58252059/016nahI.zip[/b][/i]