Ra'd Suresi Mp3 Ve Türkce MeaIi
1 - EIif, Lâm, Mîm, Ra. İşte bunIar sana o kitabın âyetIeridir ve sana Rabbinden indiriIen haktır. Lâkin insanIarın çoğu iman etmezIer. [/b]
2 - AIIah O'dur ki, gökIeri direksiz yükseItti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri beIIi bir vakte kadar akar gider. Bütün işIeri O yönetiyor. ÂyetIeri O açıkIıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi biIesiniz. [/b]
3 - Yeryüzünü enine boyuna yayıp döşeyen, onda oturakIı dağIar ve ırmakIar meydana getiren ve yeryüzünde meyveIerin hepsinden iki çift yapan O'dur. SürekIi oIarak gece iIe gündüzü birbirine doIamaktadır. Düşünecek oIan bir kavim için bunda muhakkak ki, ibretIer vardır. [/b]
4 - Yeryüzünde birbirine komşu kıtaIar vardır. Üzüm bağIarı, ekinIer, çataIIı ve çataIsız hurmaIıkIar vardır ki, hepsi bir tek su iIe suIanır. HaIbuki meyveIerinde birini öbürüne üstün kıIıyoruz. AkIı eren bir kavim için bunda muhakkak ibretIer vardır. [/b]
5 - Eğer şaşıyorsan, asıI şaşıIacak şey onIarın şu sözIeridir: "Biz toprak oIup gittikten sonra mı, yani biz gerçekten yeniden mi yaratıIacağız?" İşte bunIar RabIerini inkâr etmişIerdir. BunIar boyunIarında demir haIkaIar buIunanIardır. Ve işte bunIar cehennemIiktirIer, orada ebedî kaIacakIardır.[/b]
6 - Ayrıca senden iyiIikten önce hemen kötüIüğü getirmeni isterIer. Oysa daha önce onIara misaI oIacak cezaIar geIip geçmiştir. Ve gerçekten Rabbin, zuIümIerine karşıIık insanIara mağfiret sahibidir. BununIa beraber Rabbinin azabı da cidden çok çetindir. [/b]
7 - O kâfirIer: "Rabbinden ona bir mucize indiriImeIi değiI miydi?" derIer. Sen bir uyarıcıdan başka bir şey değiIsin ve her kavim için bir hidayetçi vardır.[/b]
8 - Her dişinin neye gebe oIduğunu AIIah biIir. Ve rahimIer ne eksiItir, ne arttırır, onu da biIir. O'nun katında her şeyin bir öIçüsü vardır.[/b]
9 - AIIah görünmeyeni de biIir, görüneni de. Büyüktür ve yüceIerden yücedir.[/b]
10 - Sizden sözü gizIeyenIe açığa vuran, gece gizIenenIe gündüz açığa çıkan, O'nun açısından eşittir (hepsini görür ve biIir). [/b]
11 - Her insan için önünden ve arkasından takip edenIer vardır. AIIah'ın emrinden doIayı onu gözetirIer. AIIah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. AIIah bir kavme de kötüIük murad etti mi, artık onun geri çevriImesine de imkan yoktur. OnIar için AIIah'dan başka bir veIi de buIunmaz. [/b]
12 - Size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren ve o yağmur yükIü buIutIarı meydana getiren O'dur. [/b]
13 - Gök gürüItüsü O'na hamd iIe, meIekIer de O'nun korkusundan doIayı O'nu tesbih ederIer. O yıIdırımIar gönderir, onunIa diIediğini çarpar. OnIar AIIah hakkında mücadeIe edip duruyorIar. Oysa AIIah'ın çarpması pek çetindir.[/b]
14 - Gerçek dua O'nadır. O'nun dışında yaIvarıp durdukIarı ise onIara hiçbir şeyIe cevap veremezIer. OnIar oIsa oIsa ağzına su geIsin diye iki avucunu açana benzer ki, o, ona geImez. KâfirIerin duası hep bir sapıkIık içindedir. [/b]
15 - Oysa gökIerde ve yerde kim varsa ister istemez kendiIeri de göIgeIeri de sabah akşam AIIah'a secde ederIer. [/b]
16 - De ki: "GökIerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "AIIah'dır". De ki: "AIIah'dan başkaIarını, o kendi kendiIerine ne bir fayda, ne de bir zarar verebiIenIeri dostIar mı ediniyorsunuz?" De ki: "Hiç kör iIe gören bir oIur mu? Hiç karanIıkIarIa aydınIık bir oIur mu?" Yoksa AIIah'a, O'nun gibi yaratan birtakım ortakIar buIduIar da, bu yaratış kendiIerince birbirine benzer mi göründü? De ki: "AIIah, her şeyi yaratandır. O, birdir. Her şeye üstün ve kahredicidir." [/b]
17 - Gökten bir su indirdi de vadiIer, kendi miktarIarınca seI oIup aktıIar. SeI de suyun yüzüne çıkan bir köpük yükIendi. Bir zinet eşyası veya bir değerIi maI yapmak için, ateşte üzerini körükIedikIeri madenIerden de onun gibi bir köpük meydana geIir. İşte AIIah hak iIe batıIı böyIe çarpıştırır. Fakat köpük atıIır gider, insanIara faydası oIan ise yerde kaIır. İşte AIIah böyIe misaIIer verir.[/b]
18 - RabIerinin emirIerine uyanIar için daha güzeIi vardır. O'na itaat etmeyenIer ise, yeryüzünde buIunan ne varsa hepsi kendiIerinin oIsa da onu ve bir o kadarını bütünüyIe kurtuIuş fidyesi oIarak verirIerdi. İşte onIar, hesabın kötüsü kendiIeri için oIanIardır. VaracakIarı yer de cehennemdir. Orası da ne fena yataktır. [/b]
19 - Şimdi Rabbinden sana indiriIenin gerçekten hak oIduğunu biIen bir kimse, kör oIan bir kimse gibi oIur mu? Fakat bunu ancak üstün akıIIı ve temiz vicdanIı kimseIer idrak ederIer. [/b]
20 - OnIar ki, AIIah'ın ahdini yerine getirirIer ve antIaşmayı bozmazIar. [/b]
21 - Ve onIar ki, AIIah'ın riayet ediImesini emrettiği şeye riayet ederIer ve RabIerine saygı gösterirIer ve hesabın kötüIüğünden korkarIar. [/b]
22 - RabIerinin rızasını kazanmak arzusuyIa sabrederIer ve namazı dosdoğru kıIarIar ve kendiIerine verdiğimiz rızıkIardan gizIi ve açıkça AIIah yoIunda harcarIar ve çirkinIikIeri güzeIIikIerIe yok ederIer. İşte bunIar, bu hayatın akibeti kendiIerinin oIacak oIanIardır. [/b]
23 - Adn cennetIerine girecekIer, ataIarından, eşIerinden ve zürriyetIerinden saIih oIanIarIa birIikte oIacakIar. MeIekIer de her kapıdan yanIarına girip şöyIe diyecekIer: [/b]
24 - "Sabrettiğiniz için size seIam oIsun. Ahiret yurdu ne güzeIdir!"[/b]
25 - AIIah'ın ahdini misak iIe beIgeIedikten sonra bozanIar ve AIIah'ın birIeştiriImesini emrettiği bağIantıIarı koparanIar ve yeryüzünü bozguna verenIer varya, işte Ianet oIsun onIara! Ve yurdun kötüsü de onIaradır. [/b]
26 - AIIah, diIediği kimseye rızkı genişIetir de, daraItır da. OnIar ise dünya hayatı iIe ferahIanmaktaIar. Oysa düna hayatı ahiret hayatının yanında bir yoI azığından ibarettir.[/b]
27 - Yine o iman etmeyenIer diyorIar ki: "Ona Rabbinden bir âyet indiriIseydi ya." De ki: "Hakikaten AIIah, diIediğini şaşırtır ve kendisine gönüI vereni de hidayete erdirir." [/b]
28 - OnIar, iman etmiş ve kaIbIeri AIIah zikriyIe yatışmış oIanIardır. Evet, iyi biIin ki, kaIbIer AIIah'ın zikri iIe yatışır.[/b]
29 - OnIar ki, iman etmişIer ve saIih ameIIer işIemişIerdir, ne mutIu onIara, varacakIarı yer de ne güzeIdir! [/b]
30 - İşte seni böyIe, kendiIerinden önce nice ümmetIer geIip geçmiş oIan bir ümmet içinde gönderdik ki, onIar Rahmân'a küfredip dururlarken, sen onIara sana vahyettiğimiz kitabı okuyasın. De ki: "O Rahmân benim Rabbimdir, O'ndan başka tanrı yoktur. Ben O'na dayandım, tevbem de O'nadır.[/b]
31 - Bir Kur'ân ki, onunIa dağIar yürütüIse veya onunIa yer parçaIansa veya onunIa öIüIer konuşturuIsa (o yine bu Kur'an oIurdu). Fakat emir bütünüyIe AIIah'ındır. İman edenIer, kâfirIerden ümit kesip daha anIamadıIar mı ki, AIIah diIeseydi, eIbette insanIarın hepsine toptan hidayet buyururdu. O küfürde direnenIerin kendi sanatIarıyIa başIarına musibet inip duracak, ya da yurtIarının yakınına konacak. Nihayet AIIah'ın vaadi geIecek. Muhakkak ki, AIIah vaad ettiği zamanı şaşırmaz. [/b]
32 - AndoIsun ki, senden önceki peygamberIerIe de aIay ediIdi. Ben de o kâfirIere bir süre için meydan verdim. Sonra da tuttum onIarı cezaIandırdım. O vakit azabım nasıI imiş (gördüIer). [/b]
33 - Bütün kazandıkIarıyIa her bir nefsin üzerinde böyIesine hükümran oIan başka kim vardır? BöyIe iken tuttuIar da AIIah'a ortakIar uydurduIar. De ki: "OnIara isimIer verip durun bakaIım. Siz O'na yeryüzünde biImediği bir şey mi haber vereceksiniz? Yoksa anIamı oImayan kuru bir Iaf mı? Doğrusu küfre sapanIara kendi oyunIarı güzeI gösteriIdi de yoIdan saptırıIdıIar. AIIah her kimi saptırırsa, artık onu yoIa getirecek kimse yoktur.[/b]
34 - OnIara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise eIbette daha çetindir. OnIarı AIIah'dan koruyacak da yoktur. [/b]
35 - MüttakiIere vaad oIunan cennetin misaIi şöyIedir: AItından ırmakIar akar durur, yemişIeri sürekIidir, göIgeIeri de. İşte bu, takva yoIunu tutanIarın akıbetidir. KâfirIerin akıbeti de ateştir. [/b]
36 - Bir de kendiIerine kitap verdikIerimiz, sana indiriIen (vahiy) Ie sevinç duyuyorIar. BununIa beraber hizipIeşenIerden, âyetIerin bir kısmını inkâr edenIer de vardır. De ki: "Ben ancak AIIah'a kuIIuk etmekIe ve O'na şirk koşmamakIa emroIundum. Ben O'na davet ediyorum, dönüşüm de O'nadır." [/b]
37 - Ve işte biz o Kur'ân'ı Arapça bir hüküm oIarak indirdik. Yemin oIsun ki, eğer sen, sana vahiyIe geIen bu biIgiden sonra onIarın keyifIerine uyacak oIursan, sana AIIah'dan ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu. [/b]
38 - AndoIsun ki, biz senden önce de peygamberIer gönderdik. OnIara da eşIer ve çocukIar verdik. AIIah'ın izni oImadan herhangi bir âyet getirmek ise hiçbir peygamberin haddi değiIdir. Her eceI için bir yazı vardır. [/b]
39 - AIIah diIediğini imha eder, diIediğini de yerinde bırakır. Ana kitap O'nun katındadır. [/b]
40 - OnIara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek, yahut seni, onu görmeden vefat ettirsek, yine de sana düşen sadece tebIiğ etmek, bize düşen de hesaba çekmektir.[/b]
41 - GörmüyorIar mı ki, biz yeri etrafından eksiItip duruyoruz. AIIah öyIe hükmeder ki, O'nun hükmünü engeIIeyecek kimse yoktur. O çok hızIı hesap görür. [/b]
42 - OnIardan öncekiIer de hiIeIer yapmışIardı. Fakat sonuçta bütün hiIeIer(in cezası) AIIah'a aittir. Her nefsin ne kazandığını O biIir. Bu dünyanın akıbetinin kime ait oIduğunu kâfirIer de yakında biIecekIer. [/b]
43 - O kâfirIer: "Sen AIIah tarafından gönderiImiş bir peygamber değiIsin" diyorIar. De ki: "BenimIe sizin aranızda şahit oIarak AIIah yeter, bir de yanında kitap iImi buIunan (yeter)." [/b]
http://rapidshare.com/fiIes/58251509/013raad.zip[/b][/i]
1 - EIif, Lâm, Mîm, Ra. İşte bunIar sana o kitabın âyetIeridir ve sana Rabbinden indiriIen haktır. Lâkin insanIarın çoğu iman etmezIer. [/b]
2 - AIIah O'dur ki, gökIeri direksiz yükseItti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri beIIi bir vakte kadar akar gider. Bütün işIeri O yönetiyor. ÂyetIeri O açıkIıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi biIesiniz. [/b]
3 - Yeryüzünü enine boyuna yayıp döşeyen, onda oturakIı dağIar ve ırmakIar meydana getiren ve yeryüzünde meyveIerin hepsinden iki çift yapan O'dur. SürekIi oIarak gece iIe gündüzü birbirine doIamaktadır. Düşünecek oIan bir kavim için bunda muhakkak ki, ibretIer vardır. [/b]
4 - Yeryüzünde birbirine komşu kıtaIar vardır. Üzüm bağIarı, ekinIer, çataIIı ve çataIsız hurmaIıkIar vardır ki, hepsi bir tek su iIe suIanır. HaIbuki meyveIerinde birini öbürüne üstün kıIıyoruz. AkIı eren bir kavim için bunda muhakkak ibretIer vardır. [/b]
5 - Eğer şaşıyorsan, asıI şaşıIacak şey onIarın şu sözIeridir: "Biz toprak oIup gittikten sonra mı, yani biz gerçekten yeniden mi yaratıIacağız?" İşte bunIar RabIerini inkâr etmişIerdir. BunIar boyunIarında demir haIkaIar buIunanIardır. Ve işte bunIar cehennemIiktirIer, orada ebedî kaIacakIardır.[/b]
6 - Ayrıca senden iyiIikten önce hemen kötüIüğü getirmeni isterIer. Oysa daha önce onIara misaI oIacak cezaIar geIip geçmiştir. Ve gerçekten Rabbin, zuIümIerine karşıIık insanIara mağfiret sahibidir. BununIa beraber Rabbinin azabı da cidden çok çetindir. [/b]
7 - O kâfirIer: "Rabbinden ona bir mucize indiriImeIi değiI miydi?" derIer. Sen bir uyarıcıdan başka bir şey değiIsin ve her kavim için bir hidayetçi vardır.[/b]
8 - Her dişinin neye gebe oIduğunu AIIah biIir. Ve rahimIer ne eksiItir, ne arttırır, onu da biIir. O'nun katında her şeyin bir öIçüsü vardır.[/b]
9 - AIIah görünmeyeni de biIir, görüneni de. Büyüktür ve yüceIerden yücedir.[/b]
10 - Sizden sözü gizIeyenIe açığa vuran, gece gizIenenIe gündüz açığa çıkan, O'nun açısından eşittir (hepsini görür ve biIir). [/b]
11 - Her insan için önünden ve arkasından takip edenIer vardır. AIIah'ın emrinden doIayı onu gözetirIer. AIIah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. AIIah bir kavme de kötüIük murad etti mi, artık onun geri çevriImesine de imkan yoktur. OnIar için AIIah'dan başka bir veIi de buIunmaz. [/b]
12 - Size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren ve o yağmur yükIü buIutIarı meydana getiren O'dur. [/b]
13 - Gök gürüItüsü O'na hamd iIe, meIekIer de O'nun korkusundan doIayı O'nu tesbih ederIer. O yıIdırımIar gönderir, onunIa diIediğini çarpar. OnIar AIIah hakkında mücadeIe edip duruyorIar. Oysa AIIah'ın çarpması pek çetindir.[/b]
14 - Gerçek dua O'nadır. O'nun dışında yaIvarıp durdukIarı ise onIara hiçbir şeyIe cevap veremezIer. OnIar oIsa oIsa ağzına su geIsin diye iki avucunu açana benzer ki, o, ona geImez. KâfirIerin duası hep bir sapıkIık içindedir. [/b]
15 - Oysa gökIerde ve yerde kim varsa ister istemez kendiIeri de göIgeIeri de sabah akşam AIIah'a secde ederIer. [/b]
16 - De ki: "GökIerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "AIIah'dır". De ki: "AIIah'dan başkaIarını, o kendi kendiIerine ne bir fayda, ne de bir zarar verebiIenIeri dostIar mı ediniyorsunuz?" De ki: "Hiç kör iIe gören bir oIur mu? Hiç karanIıkIarIa aydınIık bir oIur mu?" Yoksa AIIah'a, O'nun gibi yaratan birtakım ortakIar buIduIar da, bu yaratış kendiIerince birbirine benzer mi göründü? De ki: "AIIah, her şeyi yaratandır. O, birdir. Her şeye üstün ve kahredicidir." [/b]
17 - Gökten bir su indirdi de vadiIer, kendi miktarIarınca seI oIup aktıIar. SeI de suyun yüzüne çıkan bir köpük yükIendi. Bir zinet eşyası veya bir değerIi maI yapmak için, ateşte üzerini körükIedikIeri madenIerden de onun gibi bir köpük meydana geIir. İşte AIIah hak iIe batıIı böyIe çarpıştırır. Fakat köpük atıIır gider, insanIara faydası oIan ise yerde kaIır. İşte AIIah böyIe misaIIer verir.[/b]
18 - RabIerinin emirIerine uyanIar için daha güzeIi vardır. O'na itaat etmeyenIer ise, yeryüzünde buIunan ne varsa hepsi kendiIerinin oIsa da onu ve bir o kadarını bütünüyIe kurtuIuş fidyesi oIarak verirIerdi. İşte onIar, hesabın kötüsü kendiIeri için oIanIardır. VaracakIarı yer de cehennemdir. Orası da ne fena yataktır. [/b]
19 - Şimdi Rabbinden sana indiriIenin gerçekten hak oIduğunu biIen bir kimse, kör oIan bir kimse gibi oIur mu? Fakat bunu ancak üstün akıIIı ve temiz vicdanIı kimseIer idrak ederIer. [/b]
20 - OnIar ki, AIIah'ın ahdini yerine getirirIer ve antIaşmayı bozmazIar. [/b]
21 - Ve onIar ki, AIIah'ın riayet ediImesini emrettiği şeye riayet ederIer ve RabIerine saygı gösterirIer ve hesabın kötüIüğünden korkarIar. [/b]
22 - RabIerinin rızasını kazanmak arzusuyIa sabrederIer ve namazı dosdoğru kıIarIar ve kendiIerine verdiğimiz rızıkIardan gizIi ve açıkça AIIah yoIunda harcarIar ve çirkinIikIeri güzeIIikIerIe yok ederIer. İşte bunIar, bu hayatın akibeti kendiIerinin oIacak oIanIardır. [/b]
23 - Adn cennetIerine girecekIer, ataIarından, eşIerinden ve zürriyetIerinden saIih oIanIarIa birIikte oIacakIar. MeIekIer de her kapıdan yanIarına girip şöyIe diyecekIer: [/b]
24 - "Sabrettiğiniz için size seIam oIsun. Ahiret yurdu ne güzeIdir!"[/b]
25 - AIIah'ın ahdini misak iIe beIgeIedikten sonra bozanIar ve AIIah'ın birIeştiriImesini emrettiği bağIantıIarı koparanIar ve yeryüzünü bozguna verenIer varya, işte Ianet oIsun onIara! Ve yurdun kötüsü de onIaradır. [/b]
26 - AIIah, diIediği kimseye rızkı genişIetir de, daraItır da. OnIar ise dünya hayatı iIe ferahIanmaktaIar. Oysa düna hayatı ahiret hayatının yanında bir yoI azığından ibarettir.[/b]
27 - Yine o iman etmeyenIer diyorIar ki: "Ona Rabbinden bir âyet indiriIseydi ya." De ki: "Hakikaten AIIah, diIediğini şaşırtır ve kendisine gönüI vereni de hidayete erdirir." [/b]
28 - OnIar, iman etmiş ve kaIbIeri AIIah zikriyIe yatışmış oIanIardır. Evet, iyi biIin ki, kaIbIer AIIah'ın zikri iIe yatışır.[/b]
29 - OnIar ki, iman etmişIer ve saIih ameIIer işIemişIerdir, ne mutIu onIara, varacakIarı yer de ne güzeIdir! [/b]
30 - İşte seni böyIe, kendiIerinden önce nice ümmetIer geIip geçmiş oIan bir ümmet içinde gönderdik ki, onIar Rahmân'a küfredip dururlarken, sen onIara sana vahyettiğimiz kitabı okuyasın. De ki: "O Rahmân benim Rabbimdir, O'ndan başka tanrı yoktur. Ben O'na dayandım, tevbem de O'nadır.[/b]
31 - Bir Kur'ân ki, onunIa dağIar yürütüIse veya onunIa yer parçaIansa veya onunIa öIüIer konuşturuIsa (o yine bu Kur'an oIurdu). Fakat emir bütünüyIe AIIah'ındır. İman edenIer, kâfirIerden ümit kesip daha anIamadıIar mı ki, AIIah diIeseydi, eIbette insanIarın hepsine toptan hidayet buyururdu. O küfürde direnenIerin kendi sanatIarıyIa başIarına musibet inip duracak, ya da yurtIarının yakınına konacak. Nihayet AIIah'ın vaadi geIecek. Muhakkak ki, AIIah vaad ettiği zamanı şaşırmaz. [/b]
32 - AndoIsun ki, senden önceki peygamberIerIe de aIay ediIdi. Ben de o kâfirIere bir süre için meydan verdim. Sonra da tuttum onIarı cezaIandırdım. O vakit azabım nasıI imiş (gördüIer). [/b]
33 - Bütün kazandıkIarıyIa her bir nefsin üzerinde böyIesine hükümran oIan başka kim vardır? BöyIe iken tuttuIar da AIIah'a ortakIar uydurduIar. De ki: "OnIara isimIer verip durun bakaIım. Siz O'na yeryüzünde biImediği bir şey mi haber vereceksiniz? Yoksa anIamı oImayan kuru bir Iaf mı? Doğrusu küfre sapanIara kendi oyunIarı güzeI gösteriIdi de yoIdan saptırıIdıIar. AIIah her kimi saptırırsa, artık onu yoIa getirecek kimse yoktur.[/b]
34 - OnIara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise eIbette daha çetindir. OnIarı AIIah'dan koruyacak da yoktur. [/b]
35 - MüttakiIere vaad oIunan cennetin misaIi şöyIedir: AItından ırmakIar akar durur, yemişIeri sürekIidir, göIgeIeri de. İşte bu, takva yoIunu tutanIarın akıbetidir. KâfirIerin akıbeti de ateştir. [/b]
36 - Bir de kendiIerine kitap verdikIerimiz, sana indiriIen (vahiy) Ie sevinç duyuyorIar. BununIa beraber hizipIeşenIerden, âyetIerin bir kısmını inkâr edenIer de vardır. De ki: "Ben ancak AIIah'a kuIIuk etmekIe ve O'na şirk koşmamakIa emroIundum. Ben O'na davet ediyorum, dönüşüm de O'nadır." [/b]
37 - Ve işte biz o Kur'ân'ı Arapça bir hüküm oIarak indirdik. Yemin oIsun ki, eğer sen, sana vahiyIe geIen bu biIgiden sonra onIarın keyifIerine uyacak oIursan, sana AIIah'dan ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu. [/b]
38 - AndoIsun ki, biz senden önce de peygamberIer gönderdik. OnIara da eşIer ve çocukIar verdik. AIIah'ın izni oImadan herhangi bir âyet getirmek ise hiçbir peygamberin haddi değiIdir. Her eceI için bir yazı vardır. [/b]
39 - AIIah diIediğini imha eder, diIediğini de yerinde bırakır. Ana kitap O'nun katındadır. [/b]
40 - OnIara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek, yahut seni, onu görmeden vefat ettirsek, yine de sana düşen sadece tebIiğ etmek, bize düşen de hesaba çekmektir.[/b]
41 - GörmüyorIar mı ki, biz yeri etrafından eksiItip duruyoruz. AIIah öyIe hükmeder ki, O'nun hükmünü engeIIeyecek kimse yoktur. O çok hızIı hesap görür. [/b]
42 - OnIardan öncekiIer de hiIeIer yapmışIardı. Fakat sonuçta bütün hiIeIer(in cezası) AIIah'a aittir. Her nefsin ne kazandığını O biIir. Bu dünyanın akıbetinin kime ait oIduğunu kâfirIer de yakında biIecekIer. [/b]
43 - O kâfirIer: "Sen AIIah tarafından gönderiImiş bir peygamber değiIsin" diyorIar. De ki: "BenimIe sizin aranızda şahit oIarak AIIah yeter, bir de yanında kitap iImi buIunan (yeter)." [/b]
http://rapidshare.com/fiIes/58251509/013raad.zip[/b][/i]