Sus!
Benden bir adım ötede kal, tek kelime söylemeden!
Sadece dinle!
Buhrânlardayım!
Bereketli ömrüm hûsranlarda!
Hûzne sâhtiyan siyah gözlerim!
Acıya mâhkûm düş fakiri bedenim!
Âzâd et beni yâr!
El, ayak çekilmişken, Gece sessizken, Bu mûcrim bedenini,
Örselenmiş ruhumdan çek!
En hûzzam êzgiler yâd olurken yüreğimde; Git benden!
Pervâsızca girdiğim, baş koyduğum bu yolda,
Gözlerinin âmâlığına say git!
Jurnâl bir acıdan ibaret değilsin artık gönül çetelemde!
Akşamları tok karnına aldığım iki tablet sen yerine,
Bir tutam mutluluğu, antibiyotik niyetine yutmak geliyor içimden!
Ama olmuyor!
Ruz-i ezelden konulmuş yasaklarım var bu sevdaya dair!
Sen ey vâveylâm !
Sen ey giryanlarımın sêbeb-i mêddi!
Sen ey körpe lâkin: gâmlı ömrümün mazereti!
Git hadi Git
Korkutuyorsun artık beni uykularım kaçıyor!
Kâbusa dönüyor rüyalarım
İki büklüm kıvrılıyorum yatağımın soğuk yanında!
Bir muâmmâya dönüştü artık bu aşk!
Çıkamıyorum içinden, yollarım kapalı! sokaklar dar!
Git! lütfen git artık!
Git hadi
Sevmiyorum artık sevmeyi bile!
İstemiyorum artık yaşamayı! Yaşamak isterken delice!
Nefes almak hiç bu kadar zorlamamıştı beni!
Ben senden gidemiyorum! Ben senden geçemiyorum sevgili!
Lütfen sen geç! Sen git benden!
Girmek istemiyorum artık talan olmuş gönül bahçelerine,
Anlıyor musun?
Kapansın gönül defterin, Yazılmasın hiçbir kelâm!
Fârz et ki; ben bir rüyaydım, uyandın bitti!
Fârz et ki; ben bir yağmur dum, sel olup aktım!
Fârz et ki; hepsi bir düştü, yanıldın ve her şey bitti!
Faruk Yiğit ARAZ