-
- Üyelik Tarihi
- 3 Haz 2020
-
- Mesajlar
- 6,256
-
- MFC Puanı
- 72,480
BOHÇACILAR
Yeni yetişenler bilmezler, eskiden bohçacılar vardı. Sırtlarında kocaman bohçalar, sokak sokak gezerlerdi.
Çağırdınsa, el ettinse birine, onu evin içine alırdın, evin avlusuna, bir odasına, yazsa bahçene. Konu komşu gördüyse iyi, bohçacının başına toplaşılırdı.
Bir de korkutulurdu çocuklar, bohçacıya veririm seni denilerek. Bohçacılar üzerine neler neler anlatılırdı. Bazıları bohçacılık bahanesiyle soyguna çıkarlarmış. Gelin kızlar efsunlanır, uyurgezer gibi, evdeki altınları, paraları teker teker getirir bohçacıya verirlermiş...
O bohçada neler bulunmazdı ki... İçindekiler, aç aç, çıkar çıkar bitmezdi. Çarşı, açıl susam açıl örneği, bir anda evinizde oluverirdi. Çarşaflar, havlular, dokumalar, örtüler, danteller, çeyizlikler...
Bohça denilince akla hemen kare biçimli, dört köşe, kenarları dikili, işli, işlemeli bez gelir. Çoğunlukla parça parça yamalanarak dikilirdi bohçalar. İrili ufaklı atık kumaş parçaları birleştirilerek. Bu tür yatak örtüleri de yaygındı. Bu bezi gözünüzde istediğiniz kadar büyütün, bohçacılarınki öyleydi işte. Sırtlarında çuval taşır gibi taşıdıkları dört ucu ortada bağlı, kalın dokumadan, bir eski çarşaftan, sofra örtüsünden bohça. Kızın, oğlanın ailesinin birbirlerine gönderdikleri çeyiz bohçaları, sandıklarımızdaki eşyaları sardığımız bohçalar, bavul niyetine kişisel eşyanın taşındığı bohçalar, tarlalarda çalışırken yemek için yiyecek çıkınlarını, öte beriyi sardığımız bohçalar...
Bohçasını alıp kaçardı kızlar kocaya. Bohçasını eline verip kovardın evinden kimi kişiyi. Bohçası koltuğunun altında kapını çalardı sana sığınan kadın kişi. Geçim sıkıntısı çekenler bohçanın dört ucunu bir türlü bir araya getiremezlerdi. Yamalı bohça gibiydi, uyumsuz giyim, yakışmaz, dağınık işin adı. Torun torba sahibi olma da, yaşlanmanın tanımı. Bohçacı kadınların bohçası, çıkar çıkar nasıl boşalmazsa, dilencinin torbasına da, dilenci torbası dolmaz dermiş atalarımız.
Masallarımızda dağarcıktır bohçanın adı, eşya taşınan çıkın. Bir tür deriden yapılma, içine her şey konulan, gezerken, yolculukta yanına alınan torba...
Feza Tiryaki
Eyy gidi bohçacılar..
Her evi tanır , herkesi bilirlerdi.
Laf kalabağına verip malı hatunların eline tutuşturup taksit taksit parasını almaya gelir her gelişinde de yeni mallar satmanın hesabını yapan bohçacılar.
Onlarda kültür tarihinin tozlu sayfalarında yerini aldı...
Yeni yetişenler bilmezler, eskiden bohçacılar vardı. Sırtlarında kocaman bohçalar, sokak sokak gezerlerdi.
Çağırdınsa, el ettinse birine, onu evin içine alırdın, evin avlusuna, bir odasına, yazsa bahçene. Konu komşu gördüyse iyi, bohçacının başına toplaşılırdı.
Bir de korkutulurdu çocuklar, bohçacıya veririm seni denilerek. Bohçacılar üzerine neler neler anlatılırdı. Bazıları bohçacılık bahanesiyle soyguna çıkarlarmış. Gelin kızlar efsunlanır, uyurgezer gibi, evdeki altınları, paraları teker teker getirir bohçacıya verirlermiş...
O bohçada neler bulunmazdı ki... İçindekiler, aç aç, çıkar çıkar bitmezdi. Çarşı, açıl susam açıl örneği, bir anda evinizde oluverirdi. Çarşaflar, havlular, dokumalar, örtüler, danteller, çeyizlikler...
Bohça denilince akla hemen kare biçimli, dört köşe, kenarları dikili, işli, işlemeli bez gelir. Çoğunlukla parça parça yamalanarak dikilirdi bohçalar. İrili ufaklı atık kumaş parçaları birleştirilerek. Bu tür yatak örtüleri de yaygındı. Bu bezi gözünüzde istediğiniz kadar büyütün, bohçacılarınki öyleydi işte. Sırtlarında çuval taşır gibi taşıdıkları dört ucu ortada bağlı, kalın dokumadan, bir eski çarşaftan, sofra örtüsünden bohça. Kızın, oğlanın ailesinin birbirlerine gönderdikleri çeyiz bohçaları, sandıklarımızdaki eşyaları sardığımız bohçalar, bavul niyetine kişisel eşyanın taşındığı bohçalar, tarlalarda çalışırken yemek için yiyecek çıkınlarını, öte beriyi sardığımız bohçalar...
Bohçasını alıp kaçardı kızlar kocaya. Bohçasını eline verip kovardın evinden kimi kişiyi. Bohçası koltuğunun altında kapını çalardı sana sığınan kadın kişi. Geçim sıkıntısı çekenler bohçanın dört ucunu bir türlü bir araya getiremezlerdi. Yamalı bohça gibiydi, uyumsuz giyim, yakışmaz, dağınık işin adı. Torun torba sahibi olma da, yaşlanmanın tanımı. Bohçacı kadınların bohçası, çıkar çıkar nasıl boşalmazsa, dilencinin torbasına da, dilenci torbası dolmaz dermiş atalarımız.
Masallarımızda dağarcıktır bohçanın adı, eşya taşınan çıkın. Bir tür deriden yapılma, içine her şey konulan, gezerken, yolculukta yanına alınan torba...
Feza Tiryaki
Eyy gidi bohçacılar..
Her evi tanır , herkesi bilirlerdi.
Laf kalabağına verip malı hatunların eline tutuşturup taksit taksit parasını almaya gelir her gelişinde de yeni mallar satmanın hesabını yapan bohçacılar.
Onlarda kültür tarihinin tozlu sayfalarında yerini aldı...